Son devir âlimlerinden Muhammed Efendi

Şeyh Hacı Muhammed Efendi, son devir Osmanlı âlim ve velilerindendir. Siirt’te dünyaya geldi. İlk medrese tahsilini burada yaptıktan sonra Erzurum’da tamamladı. Babasından ilim öğrendi ve icâzet alarak Erzurum’a gitti ve orada ders verip talebe yetiştirdi. Birçok kerâmetleri ve üstün hâlleri görüldü. Şeyh Hacı Muhammed Efendiyle ilgili bir hâtıra şöyle anlatılır:

ASKERİ İMHADAN KURTARDI!
Birinci Dünyâ Harbi öncesinde, Rus askerlerinin Erzurum’da kaldıkları sıralarda Kiğı kasabası yakınlarına kadar düşman askeri gelmiş birçok köyü yakıp yıkmışlardı. Bu telaş ve heyecan içinde Kiğı’da bulunan bir askerî birlik yerini terk edip Elazığ Karakoçan istikametine doğru hareket ettiği haber alındı. Askerin haberleşme noksanlığından dolayı yanlış bir harekatta bulunduğunu ve yol üzerindeki köylere girmiş bulunan Rus askerlerinden habersiz olduklarını anlayan Muhammed Efendi, vakit geçmeden askeri durdurmak gerektiğini söyleyerek hemen yanındakilerle yola çıktı. “Kuş Uçmaz” tâbir edilen dağın tepesinden, altında mağaraların bulunduğu kayalıktan aşağı indi ve ters istikâmete gitmekte olan askerî birliği zâyiâta uğramaktan ve belki de tamâmen imhâ olmaktan kurtardı...
İnsanların dünyâda ve âhirette saâdete, mutluluğa kavuşmaları için çalışan, vatan savunması için kahramanca davranan Muhammed Efendi bir ilkbahar gününde Kiğı’dan Zermek köyüne babasının kabrini ziyârete gidiyordu. Yanındakilerle birlikte Murat Nehrinin kolu olan ve ne zaman taşıp ne zaman sâkinleşeceği belli olmayan Büyüksu yanına geldiklerinde suyun coşkun olduğunu gördüler. Derenin suları köprünün seviyesine gelmişti. Köprünün sağlamlığına kanâat getirdiklerinden geçmeye karar verip sıra ile atlarını sürdüler...

SUDA BOĞULARAK ŞEHİD OLDU
Şeyh Muhammed Efendinin atı tam köprünün ortasına geldiği sırada yukarıdan kopup gelen bir sele kapıldı. Yüz elli metre kadar aşağıdan at kenara çıkabildi. Fakat Şeyh Efendi görünmüyordu. Dere boyunca bulunan köylüler genç, ihtiyar, kadın, erkek tarafından üç gün üç gece arandı. Fakat bulunamadı. Dördüncü günü sabahı suların oldukça azaldığı bir sırada, köprüden aşağıya düştüğü noktada şehâdet parmağı havada sağ elinin sallandığını gördüler. Hiçbir şeye takılı olmadan orada duran cesedini sudan çıkarıp gerekli techiz ve tekfin yapıldıktan sonra Kiğı Câmiinin bahçesine defnettiler..

Toplam Görüntülenme: 1326

Yayın tarihi: Pazar, 01 Mart 2009

Bunları okudunuz mu?