Tunuslu velî Ahmed Tebâsî

Ahmed Tebâsî, evliyânın büyüklerindendir. Mâlikî mezhebinde idi. 930 (m. 1523) senesinde, Tunus beldelerinden Neferât’ta, yüz yaşını geçmiş olduğu hâlde vefât etti...

YOLDAN GERİ DÖNDÜ!..
Ahmed Tebâsî, büyük âlim velîy-yi kâmil Ahmed bin Mahlûf Şâbî’nin sohbetinde yetişti. Şâbî, kerâmetler ve hârikalar sâhibi idi. Ebü’l-Feth Hindî adındaki büyük bir zât, Ebu Midyen hazretlerini ziyâret için yola çıktı. Yolda ona, ağaçların yapraklarında; “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah Şâbî veliyyullah” yazılı olduğu gösterildi ve o da Ebû Midyen hazretlerinin yanına gitmekten vazgeçti. Şâbî ile görüştü. Ebü’l-Feth Hindî, onun yanında ma’nevî derecelere kavuştu. Ahmed Tebâsî de, büyük velî Şâbî’nin hizmetinde ve sohbetinde bulunması sebebiyle, üstün hâllere ve derecelere kavuştu...
Bu mübarek zat buyurdu ki: Açlığın faydaları husûsunda, Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Çok yemek ve içmekle kalbi öldürmeyin. Çünkü kalb, ekine ve tohuma benzer. Su çok olursa çürür.”
Yine buyurdu ki: “İnsanoğlu, midesinden kötü ve bozuk bir kap doldurmamıştır. İnsana yemek için birkaç lokma yetişir. Bu da sulbünü devam ettirir. Eğer bunu yapamıyorsa, midesinin üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini hava ile doldurmalıdır.”
Talebelerinden Mes’ûd Sanhâcî onun hakkında dedi ki: Sevenlerinden biri, yabancı bir kadına baktı. Sonra da onun meclisine gitti. Hocam Tebâsî buyurdu ki: “Aramıza gelenlerden birinin, gözleriyle günah işlemiş olduğu anlaşılıyor.” Daha sonra o kişi suçunu itirâf etti. Tövbe ve istiğfarda bulundu...

GÜNAHKÂRI HEMEN TANIRDI!..
Ahmed Tebâsî hazretlerinin keşf ve kerâmetleri çok olup, suç ve günah işleyeni derhâl tanırdı. Ayrıca huzûruna gelen kimsenin arzusunu, daha o söylemeden, Allahü teâlânın izniyle bilirdi.
Yine talebesi Mes’ûd bin Muhammed Sanhâcî anlatır: “Bir gece Ebü’l-Kâsım ismindeki arkadaşımla bir mes’eleyi müzâkere ettik. Sabah olduğunda da, hocamın huzûruna gittik. Bize dönüp, akşamki meselenin cevâbı şöyledir” buyurdu...
Ahmed Tebâsî hazretlerinin vefâtında, sağ yanağına nûrânî bir kalemle; “Rahimehullah” (Allahü teâlâ rahmet etsin), sol yanağında da “Celâl” yazılı olduğu görüldü...

Toplam Görüntülenme: 1424

Yayın tarihi: Perşembe, 21 Mayıs 2009

Bunları okudunuz mu?