az Iş Yap­tı Fa­kat Çok Ka­zan­dı!..

az Iş Yap­tı Fa­kat Çok Ka­zan­dı!..
BÖY­LE SE­VİNÇ GÖ­RÜL­ME­Dİ...
"Re­sû­lul­la­hın Es­hâ­bın­dan Me­di­ne'ye ilk ge­len­ler, Mus'ab bin Umeyr ile Ab­dul­lah İb­ni Üm­mi Mek­tûm idi. Son­ra Bi­lâl-i Ha­be­şi, Sa'd bin Ebi Vak­kâs, Am­mâr bin Yâ­ser hic­ret et­ti­ler. Bun­lar­dan son­ra Haz­re­ti Ömer yir­mi ki­şi ile bir­lik­te gel­di...
Ni­ha­yet Re­sû­lul­lah efen­di­miz Me­di­ne'ye hic­ret et­ti­ler. İş­te bu an­da Me­di­ne hal­kı­nın Re­sû­lul­la­hın teş­ri­fi­ne se­vin­di­ği ka­dar, hiç­bir şe­ye se­vin­di­ği­ni gör­me­dim."
Be­râ bin Âzib, Re­sû­lul­lah ile be­ra­ber on beş sa­vaş­ta bu­lun­du. Be­dir Har­bin­de ço­cuk yaş­ta idi. Bu hu­sus­ta ken­di­si de­miş­tir ki:
- Re­sû­lul­lah efen­di­miz ben ve İb­ni Ömer kü­çük yaş­ta ol­du­ğu­muz için bi­zi Be­dir Sa­va­şı­na gön­der­me­di.
Haz­re­ti Be­râ, kıb­le­nin Kâ­be'ye çev­ril­me­si­ni bil­di­ren sa­hâ­bi­dir. Şöy­le an­la­tı­yor:
-Re­sû­lul­lah efen­di­miz Me­di­ne'ye teş­rif et­tik­le­ri za­man on al­tı ve­ya on ye­di ay ka­dar Mes­cid-i Ak­sâ'ya doğ­ru na­maz kıl­dı. Al­la­hü te­âlâ­nın em­riy­le kıb­le Kâ­be'ye doğ­ru ol­du. Pey­gam­be­ri­mi­zin Kâ­be-i Mu­az­za­ma­ya doğ­ru kıl­dır­dı­ğı ilk na­maz ikin­di na­ma­zı idi.
Pey­gam­be­ri­miz­le na­maz kı­lan­lar­dan bi­ri­si mes­cid­den çık­tı. Yol­da gi­der­ken bir mes­cid­de ce­mâ­at­le na­maz kı­lan­la­ra rast­la­dı ki, on­lar rü­kü'da idi­ler. On­la­ra:
- Re­sû­lul­lah (sal­lal­la­hü aley­hi ve sel­lem) Efen­di­miz­le be­ra­ber Mek­ke'ye doğ­ru na­maz kıl­dı­ğı­ma Al­lah için şe­hâ­det ede­rim, de­yin­ce, na­maz­la­rı­nı boz­ma­dan ol­duk­la­rı gi­bi Kâbe-i Mu­az­za­ma­ya dön­dü­ler...
Kıb­le de­ğiş­me­den ön­ce Mes­cid-i Ak­sâ'ya doğ­ru na­maz kı­lıp, ve­fât eden kim­se­ler var­dı. Bun­lar­la il­gi­li ola­rak Al­la­hü teâ­lâ; "Al­lah si­zin imâ­nı­nı­zı, ibâ­de­ti­ni­zi bo­şa çı­kar­maz" [Be­ka­ra:143] meâ­lin­de­ki âyet-i ke­ri­me­yi in­dir­di.

"ÖN­CE MÜS­LÜ­MAN OL!.."
Haz­re­ti Be­râ, Uhud Har­bin­de mey­da­na ge­len bir hâ­di­se­yi de şöy­le nak­le­di­yor:
Uhud Har­bin­de yü­zü zırh ile ör­tü­lü bir ki­şi Pey­gam­ber efen­di­mi­ze ge­le­rek arz et­ti:
- Yâ Re­sû­lal­lah! Şim­di harb ede­yim de son­ra mı Müs­lü­man ola­yım, yok­sa he­men mi?
Re­sû­lul­lah Efen­di­miz bu­yur­du ki:
- Ön­ce Müs­lü­man ol, son­ra harb et!
O kim­se Müs­lü­man ol­du. Son­ra har­be gi­re­rek şe­hid ol­du. Bu­nun üze­ri­ne Re­sû­lul­lah Efen­di­miz:
- Az iş yap­tı, fa­kat çok ka­zan­dı, bu­yur­du.

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek