duâ, Allahü Teâlâya Boyun Eğmektir
Abdullah İbn-i Mes'ûd (radıyallahü anhüma) rivayet eder: Bir gün Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir doğru çizgi çizdi ve "Bu insanı Allahü teâlânın rızâsına kavuşturan doğru yoldur" buyurdu. Sonra, bu hattın iki tarafına, balık kılçığı gibi, eğik çizgiler çizip, "Bunlar da, şeytanların saptırdığı yollardır" buyurdu. O hâlde, bir kimse Peygamberlere tabi olmadan, doğru yolda yürümek isterse, muhakkak eğri yola sapar. Eğer eline bir şeyler geçerse istidracdır. Yani, sonu zarar ve ziyandır.
Ebû Hüreyre'nin rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Kişinin derecesi, Cennette bir derece yükseltilir. O da, yâ Rabbi bu ne sebeple verildi der. Oğlunun senin için istiğfar etmesi sebebiyledir" denilir.
Enes bin Mâlik'in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadis-i kudside Allahü teâlâ, âdemoğluna; "Seninle benim aramda olan şey; senden duâ, benden kabul etmektir" buyurmuştur. Duâ Allahü teâlâya ibâdet, ona boyun eğmek ve tazimdir. Duâdan faydalanan, duâyı yapan kimsedir. Kul duâ etmekle ya bir dileğine kavuşur veya sevap kazanır. Resûlullah Efendimiz, "Duâ ibâdettir", "Duâ; müminin silâhı, dinin direği, göklerin ve yerin nûrudur", "Genişlik zamanında çok duâ eden kimsenin, bela ve musibet zamanında yaptığı duâları kabul olur" buyurdu.
Cebrâil aleyhisselâm, Resûlullah Efendimize "İslâm nedir?" diye suâl ettiğinde, Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: "İslâm, Allahü teâlâdan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allahü teâlânın resûlü olduğuna şehâdet etmen, (kati olarak, görmüş gibi inanman, günde beş defa) vakti gelince namaz kılman, malının zekâtını vermen, ramazân-ı şerif ayında oruç tutman ve gücün yetiyorsa, ömründe bir kere haccetmendir."
Mis'ar bin Kedâm'ın rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte, Resûlullaha, Allahü teâlânın veli kullarının kimler olduğu sorulunca "Onlar görüldükleri zaman, Allahü teâlâ hatırlanır" buyurdular.
Esma binti Zeyd de, Peygamber Efendimiz "Size en hayırlınızı haber vereyim mi?" buyurunca, Eshâb-ı kirâmın "Evet, haber ver yâ Resûlallah" dediklerini, Resûlullahın "Onlar görüldüklerinde, Allahü teâlâ hatırlanır" buyurduğunu bildirmiştir.