İtalya Mahkemesi

İtalya Mahkemesi
- Reis bey, tercüman istemez. Ben Osmanlı ordusunun albayı Ahmet Alaaddin'im. Bu yaşlı zat emekli Paşa Mehmet benim babamdır. Savaş için görev istedi. Bu delikanlı ise benim oğlumdur. Gönüllü olarak askere gitmiştir.Hakim donup kalır.- Yalan söylüyorsun, bu söylediklerin için belgen var mı?Ahmet albay koynundan, kelepçeli elleri ile bir buruşuk kağıt çıkartıp fırlatır.İtalyan albayı şaşırmıştır. Zira salona, başlarında siyah şapka, boyunlarında asılı fotoğraf makineleri ile, biri İngiliz, biri Fransız 2 gazeteci girer. Hakim sözlerini tarta tarta konuşmaya mecbur kalır:- Siz 26 Ekim 1912 günü bizim askerlerimizi arkadan vurdunuz. Bize bağlı kalacağınıza söz verdiğiniz hâlde bunu neden yaptınız?- Osmanlı hiçbir zaman arkadan vurmaz. Asıl siz bu topraklarda ne arıyorsunuz? Bu Avrupalıların bir haydutluğudur. O harekâtı bizzat idâre ettim.- Suçlu, suçunu itiraf etmiştir. Kurşuna dizilmelerine karar verilmiştir.Bu 3 kişi hemen dışarı çıkartılırken, 2 yabancı gazeteci ayağa kalkıp, bu mahkûmların önlerinde şapkalarını çıkartarak saygıyla selâmlarlar. Biraz sonra binanın arkasından, bir manganın silah sesleri geldiğinde, gazeteciler, mahkeme heyetine arkalarını dönüp dışarı çıkarken; mahkemenin eşiğine tükürmüşlerdir...

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek

İnsanların Hep Iyi Taraflarını Gör, Günahlarını Araştırma!

Vehbi Tülek