Abdülazîz Nesefî

Abdülazîz Nesefî

Misvâk kullanmak. İftitâh tekbirinde ve vitrin kunût tekbirinde, erkekler ellerini kulaklarına, hanımlar omuz berâberine kaldırmak. İftitâh ve kunût tekbirlerinde, avuçlarını kıbleye teveccüh ettirmek. Kıyâmda sağ elin baş ve ince parmaklarını sol elin bileğine bağlamak. Hâtunlar, sağ elini sol elinin üzerine koymak. Erkekler göbeğinin altına ve hâtunlar göğsü berâberinde bağlamak. Her namazın evvelki rekâtında -imam olsun, cemaat olsun, yalnız olsun- (Sübhâneke) okumak. İmâm ve yalnız kılan, her evvelki rekâtta, Sübhânekeden sonra, E'ûzü okumak. Kezâlik imam ve yalnız kılan, cümle rekâtlarda, Fâtiha-i şerifenin evvelinde, Besmele-i şerife okumak. İmâm (Veled-dâllin) dedikte, imam ve cemaat ve yalnız kılan, kendisi Fâtiha-i şerifeyi bitirince, -yavaşcacık- [âmin] demek. Kıyâmdan rükû'a inerken tekbir almak. Rükûda ellerini dizlerinin üzerine koyup, parmaklarını açmak. Rükû'da üç kere (Sübhâne rabbiyel'azim) demek. Rükû'da beli ile başı bir hizâda olmak. İmâm ve yalnız kılan, rükûdan kalkarken, (Semi'allahü limen hamideh) demek. Cemaat ile ve yalnız kılan, rükû'dan kalktıktan sonra, (Rabbenâ lekelhamd) demek. Kıyâmdan secdeye inerken, (Allahü ekber) demek.
Secdede üç kere (Sübhâne rabbiyela'lâ) demek. Birinci secdeden kalkarken, (Allahü ekber) demek. İnerken, (Allahü ekber) demek. Secdede, el parmaklarını bitiştirmek. Erkekler secdede dizlerini yere koyup, uyluklarını karnından ayırmak ve hâtunlar uyluklarını karnına yapıştırmak. İkinci secdeden kalkarken, (Allahü ekber) demek. Erkekler, sağ ayağını dikip, sol ayağının üzerine oturmak.
Kâde-i ahirede, salevât duâsını okumak. Sağına ve soluna selâm verirken, baş çevirmek. Tehiyyâtta, elleri dizlerinin ucuna berâber tutup, parmaklarını kendi hâline bırakmak. Secdede ellerini ve ayak parmaklarını kıbleye çevirmek. Secdeye vardığında, ellerini kulaklarının hizâsında tutmak.
Yedi âza üzerine, secde yapmak. Dört rekât olan farzların son rekâtlarında yalnız Fâtiha-i şerife okumak. Sünnet-i şerife üzere, ezan-ı Muhammedi okumak. Cemaat ile olsun veya yalnız olsun, farzlarda erkekler ikâmet eylemek.

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek