Abdülkâhir Sühreverdî

Abdülkâhir Sühreverdî

Fıkıh ilmini Es'ad Müheni'den, tasavvuf ilmini İmâm-ı Gazâli'nin kardeşi Ahmed Gazâli'den tahsil etti. Bağdad'ın batı yakasında büyük bir dergâh yaptırıldı. Bir gün dergâhına üç Hıristiyan ile üç Yahûdi gelmişti. Onlara imânı ve İslâmı anlattı. Kabûl etmediler. Bunun üzerine Abdülkâhir Sühreverdi, her birinin ağzına bir yudum süt verdi. Sonra her biri Kelime-i şehadet getirerek müslüman oldular ve;

"O sütü içince kalbimizdeki (Hıristiyanlık ve Yahûdiliğin) bütün küfür pisliklerinin dışarı çıktığını hissettik" dediler...

Abdülkâhir Sühreverdi hac farizasını yerine getirmek için kardeşinin oğlu ile Mekke'ye gitmişti. Bir gün Kâbe-i muazzamada murâkabe, Allahü teâlâyı tefekkür, düşünme hâlinde iken, Hızır aleyhisselâm teşrif buyurdu. Fakat Abdülkâhir Sühreverdi hiç hâlini bozmayarak, murâkabeye devâm etti. Hızır aleyhisselâm bir süre durduktan sonra gitti. Bir müddet sonra Şeyh hazretleri başını kaldırınca yeğeni;

"Efendim! Bugün Hızır aleyhisselâm teşrif buyurdular. Siz ise kendilerine hiç bakmadınız sebebi neydi?" diye sorunca, Abdülkâhir Sühreverdi;

"Sen bilmiyor musun ki, eğer Hızır aleyhisselâm gelmiş gitmiş ise yine teşrifleri mümkündür. Fakat o zaman kavuşmuş olduğum ilâhi tecelliyi elimden kaçırmış olsaydım bir daha nerede bulabilirdim. Belki onun pişmanlığı kıyâmete kadar devâm ederdi" dedi. Bu sırada Hızır aleyhisselâm tekrar teşrif buyurdu. Bu defâ Abdülkâhir hazretleri hemen yerinden kalkıp, edeple lâzım gelen hürmeti gösterdi... Bir gün Abdülkâhir Sühreverdi hazretleri, yeğeni ile yolda sohbet ederek yürürken, köprü üzerinde meyve götüren birisini gördü. Ona; "Bunları bana sat" buyurdu. "Niçin?" dediğinde; "Meyveler içki için satın alındıklarından, kendilerinin benim tarafımdan satın alınmalarını istiyorlar" dedi. Adam düşüp bayıldı. Sonra tövbe ederek;

"Benim bu hâlimi Allahü teâlâdan başka kimse bilmiyordu. Fakat Sühreverdi hazretlerine hâlim mâlum olmuş" dedi.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek