Ahmed Zühdü Paşa

Ahmed Zühdü Paşa

Fıkıh kelimesi, Arabçada, fekıha yefkahü şeklinde kullanılınca, yani dördüncü bâbdan olunca bilmek, anlamak demektir. Beşinci bâbdan olunca, İslâmiyeti bilmek, anlamak demektir. Ahkâm-ı İslâmiyyeyi bilen âlimlere (Fakih) denir. Fıkıh ilmi, insanların yapması ve yapmaması lâzım olan işleri bildirir. Bu ilme (Ahkâm-ı islâmiyye) de denir. Fıkıh bilgileri, Kur'ân-ı kerimden, hadis-i şeriflerden, icmâ-ı ümmetten ve kıyâstan meydâna gelmektedir. Eshâb-ı kirâmın veyâ bunlardan sonra gelen müctehidlerin söz birliğine (İcmâ-ı ümmet) denir. Kur'ân-ı kerimden veyâ hadis-i şeriflerden veyâ icmâ-ı ümmetten çıkarılan ahkâm-ı islâmiyyeye (Kıyâs-ı fukahâ) denir. Bir işin, helâl veyâ harâm olduğu, Kur'ân-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden anlaşılmazsa, bu iş, bilinen başka bir işe benzetilir. Böyle benzetmeye (Kıyâs) denir. Kıyâs yapmak için, o işi helâl veyâ harâm yapan sebebin, birinci işte de bulunması lâzımdır. Bunu da, ictihâd derecesine yükselmiş âlimler "rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'in" anlayabilir.

Fıkıh ilmi çok geniştir. Hepsi, dört büyük kısma ayrılır: 1- İbâdât olup, beşe ayrılır: Namâz, oruç, zekât, hac, cihâd. 2- Münâkehât: Evlenme, boşanma, nafaka ve dahâ nice dalları vardır. 3- Muâmelât olup, alışveriş, kirâ, şirketler, fâiz, mirâs... gibi birçok bölümleri vardır. 4- Ukûbât, yani cezâlar olup, başlıca beşe ayrılmakdadır. Kısâs, sirkat, zinâ, kazf, riddet, yani mürted olmak cezâlarıdır. Fıkhın ibâdât kısmını kısaca öğrenmek, her Müslümâna farzdır. Münâkehât ve muâmelât kısımlarını öğrenmek, farz-ı kifâyedir. Yani, başına gelenlerin öğrenmesi farz olur. Tefsir, hadis ve kelâm ilmlerinden sonra, en şerefli ilim, fıkıh ilmidir.

Aşağıdaki hadis-i şerifler, fıkhın ve fıkıh âlimlerinin "rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'in" şerefini göstermeye kâfidir:

(Allahü teâlâ, bir kuluna iyilik etmek isterse, onu fakih yapar). (Bir kimse fakih olursa, Allahü teâlâ, onun özlediği şeyleri ve rızkını, ummadığı yerlerden gönderir). (Allahü teâlânın en üstün dediği kimse, dinde fakih olandır). (Şeytâna karşı bir fakih, bin âbidden [İbâdet çok yapandan] dahâ kuvvetlidir). (Her şeyin dayandığı bir direk vardır. Dinin temel direği, fıkıh bilgisidir).

Dünyâ Ehlinin Bile Ilme Saygısı Vardı!

Vehbi Tülek

Fâtih'in, Kapısından Giremediği Dergâh!

Vehbi Tülek

Tasavvufun Hakîkatinden Gâfil Olandan Sakın!

Vehbi Tülek

Mescid Yapmanın Ve Tâmir Etmenin Fazîleti

Vehbi Tülek

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek