Allahım! Onu Bana Şefaatçi Eyle!
Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına bir âmâ geldi. Gözlerinin açılması için duâ etmesini diledi. Resûlullah ona: "İstersen duâ edeyim, istersen sabret. Sabretmek, senin için daha iyi olur" buyurdu. Âmâ "Duâ etmeni istiyorum. Yardım edecek kimsem yoktur, çok sıkılıyorum" deyince, Resûlullah "İyi bir abdest al! Sonra şu duâyı oku" buyurdu: "Yâ Rabbi! İnsanlara rahmet olarak gönderdiğin sevgili Peygamberin ile sana teveccüh ediyor, yalvarıyorum. Senden istiyorum! Yâ Muhammed (aleyhisselâm)! Dileğimin hâsıl olması için Rabbime senin ile teveccüh ediyorum. Allahım! Onu bana şefaatçi eyle!" Âmâ bu duâyı okudu. Kalktı ve gözü açılıp görerek gitti.
Halife Osman (radıyallahü anh), birinin bir dileğini kabul buyurmuyordu. Bu kimse, Eshâbdan Osman bin Hanif'e (radıyallahü anh) gelip, yardım etmesini istediğinde, ona bu duâyı okumasını öğretti. Okuyup da, halifenin yanına gidince, dileğinin kabul olunduğu bildirildi.
Câbir bin Abdullah'dan (radıyallahü anh) rivâyetle bildirdiği hadis-i şerifte, Peygamberimiz "Allahü teâlâ benim ümmetime, Ramazân-ı şerifte beş şey ihsân eder ki, bunları hiçbir Peygambere vermemiştir:
1. Ramazanın birinci gecesi, Allahü teâlâ müminlere rahmet eder. Rahmetle baktığı kuluna hiç azâb etmez. 2. İftar zamanında oruçlunun ağzının kokusu, Allahü teâlâya her kokudan daha güzel gelir. 3. Melekler, ramazânın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların affolması için duâ ederler. 4. Allahü teâlâ oruç tutanlara, âhirette vermek için, ramazân-ı şerifte cennette yer tayin eder. 5. Ramazân-ı şerifin son günü, oruç tutan müminlerin hepsini affeder" buyurdu.
Enes bin Mâlik'ten (radıyallahü anh) rivayet edilir: Bir köylü Resûlullahın yanına gelip, yağmur yağması için duâ etmesini istedi ve "Senden başka sığınağımız yoktur. İnsanların koşacakları yer, ancak Peygamberleridir" dedi. Resûlullah buna karşı bir şey söylemedi. Hattâ, Enes bin Mâlik buyurdu ki: Resûlullah hemen kalkıp minbere çıktı. Yağmur yağması için duâ etti. Duâ bitmeden yağmur yağmaya başladı."