Sadreddîn-i Konevî, hocası ile Halep ve Şam'a gitti. Sonra hac dönüşü Konya'ya gelip yerleşti. Binlerce talebeye ders verdi. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Sa'îdeddîn-i Fergânî gibi birçok hikmet ve tasavvuf ehli kimseler yetiştirdi. Kelâm ilmindeki yeri eşsizdi. Bu ilimde birçok ince meseleleri açıklığa kavuşturdu. Muhyiddîn-iArabî'nin "Vahdet-i vücûd" hakkında söylediklerini ve yazdıklarını dîne ve akla uygun olarak îzâh etti. 1274 (H.673) târihinde Konya'da vefât etti. Sadreddîn-i Konevî hazretleri ömrünün sonlarına doğru şöyle vasiyette bulundu:
"Rabbime hamd eder, Resûlullah efendimize salât ü selâm ederim. Ben yakînen inanıyorum ki, Cennet ve Cehennem haktır. Amellerin tartılacağı mîzân haktır, doğrudur. Ben bu inançla yaşadım ve bu îmânla vefât ediyorum. Sevdiklerim ve talebelerim vefâtımın ilk gecesinde Allahü teâlânın beni her türlü azâbdan bağışlaması ve kabûl etmesi niyetiyle, yetmiş bin kelîme-i tevhîd yâni Lâ ilâhe illallah diyerek tevhîd okusunlar. Defnedildiğim gün kadın, erkek, fakir, kimsesiz ve düşkünlere kör ve kötürüm olanlara bin dirhem sadaka dağıtılmasını vasiyet ediyorum...
Bekâr olanlarınız Şam'a hicret etmeye çalışsın. Çünkü yakında buralarda birtakım fitneler zuhûr edecek ve çoğunuzun rahatı kaçacak ve size söylediğimi hatırlayacaksınız. Ben işimi cenâb-ı Hakk'a havâle ediyor ve O'na bırakıyorum. Dostlarım duâlarında beni hatırlasın ve bana her türlü haklarını helâl etsinler. Benim bıraktığım bilgiler de onlara helâl olsun. Allahü teâlâdan kendim ve sizin için mağfiret diliyorum. Yâ Rabbî bana mağfiret et. Şüphesiz sen merhâmet edicisin."
(Sadreddîn-i Konevî hazretlerinin; "Yakında öyle bir fitne kopacak ki, çok kimseler bu zulümden kurtulamayacaktır. Onun için, evlenmeyen kimseler bundan sonra Şam'a gidebilirler" sözleriyle, Moğolların Selçuklu Devletini yıkacaklarını ve çok zulmedeceklerini işâret etmişlerdir.)