Azmî Çelebi
Kıymetli kitâplarda, meyyit için iskât ve devir yapmak, Hanefi mezhebinde lâzım olduğu yazılıdır. Tutulmamış oruçların fidye vererek iskât edilmesi için nass vardır. Namâz oruçtan dahâ mühim olduğundan, şer'i bir özür ile kılınamamış ve kazâ etmek istediği hâlde, ölüm hastalığına yakalanmış bir kimsenin, kazâ edemediği namâzları için de, oruçta yaptığı gibi iskât yapılması için, bütün âlimlerin söz birliği vardır...
Fâite namâzları olan [yani özür ile kaçırıp, kazâya kalmış namâzları bulunan] bir kimse, bunları imâ ile de kılmaya gücü yeter iken kılmamış ise, öleceği zamân, keffâretinin iskât edilmesi için vasiyet etmesi vâciptir. Kazâya gücü yetmemiş ise, vasiyyet etmesi lâzım olmaz. Ramazân-ı şerifte oruç yiyen misâfir ve hasta da, kazâ edecek zamân bulmadan ölürse, vasiyet etmeleri lâzım gelmez. Allahü teâlâ, bunların özürlerini kabûl eder. Hastanın kefâretlerinin iskâtı, öldükten sonra velisi tarafından yapılır. Ölmeden önce yapılmaz. Diri insanın, kendi için iskât yaptırması câiz değildir. Üzerinde Allahü teâlânın hakkı veyâ kul hakkı bulunan kimsenin, iki şâhit yanında vasiyet söylemesi veyâ yazmış olduğunu bunlara okuması vâciptir. Üzerinde hak bulunmayanın vasiyet etmesi müstehaptır. Kefâret iskâti için vasiyet eden meyyitin velisi, yani mirâsını yerlerine sarf için vasiyet ettiği vasisi, vasi yoksa vârisi olan kimse, mirâsın üçte birinden, her bir vakit namâz için ve vitir namâzı için ve kazâ edilmesi lâzım olan bir günlük oruç için, birer fıtra miktârı, yani yarım sâ' [şimdiki ölçüyle binyediyüzelli gram] buğdayı fakirlere fidye olarak sadaka verir. Vasiyet etmedi ise, velinin kefâret iskâtı yapması, Hanefide lâzım olmaz. Kul hakkını, vasiyet olmasa da, meyyitin bıraktığı maldan velinin ödemesi, her mezhepte lâzımdır. Hattâ alacaklılar, mirâsı ele geçirince, mahkemesiz alabilirler.
Kazâya kalan oruçların fidyesini, yani mal ile ödenmesini vasiyet etti ise, bunu yerine getirmek vâciptir. Vasiyet etmedi ise, vârisi kendi malı ile yapabilir. Namâzı vasiyet etti ise, namâz fidyesini vermek vâcip değil, câiz olur. Bu son ikisi kabûl olmaz ise, hiç olmazsa sadaka sevâbı hâsıl olup, günâhlarını temizlemeye yardım eder...