Baba Tâhir Uryân

Baba Tâhir Uryân

Baba Tâhir, Sultanın elini tuttu ve; "Benden bunu kabûl et" dedi. Sultan da; "Ettim" dedi. Baba Tâhir parmağında bulunan ve yıllarca taktığı yüzüğünü parmağından çıkararak Sultanın parmağına taktı ve; "Âdil ol!" dedi. Sultan katıldığı her savaşta o yüzüğü parmağına takardı.
Zâhiri ilimlerde âlim, tasavvufta yetişmiş bir veli olan Baba Tâhir Uryân, beyitlerinde dünyânın geçiciliğini şöyle açıklıyor:
Dünyâ sofradır, insanlarsa misâfirdir
Bugün lâle görülür, yarın da hâzân olur.
Karanlık bir çukurun adın kabir koyarlar
Bana derler ki budur senin evin.
Dünyâ malının hepsi yanmalıdır
Dünyâ malından yüz çevirmelidir
Bugün yüreğinde olan derd ile gamı
Mahşer günü için toplamalısın...
Baba Tâhir Uryân hazretleri, vefat etmeden kısa bir zaman önce şu şiiri söyledi:
Ne mutlu onlara ki cân ile vücûdu fark
etmezler.
Candan cânânı, cânândan cânı ayrı
bilmezler.
Onun derdine alışırlar, aylarca yıllarca,
Fakat kendi dertlerine bir çâre bulmazlar.
Âşık olan herkes cânından korkmaz,
Âşık kütük ve zindandan korkmaz.
Âşıkın gönlü aç bir kurdun heyheyinden,
Korkmadığı gibi hiçbir şeyden korkmaz.
Yâ Rabbi! Gönlümün feryâdına yetiş,
Kimsesizler kimsesi sensin, ben kimsesiz kaldım.
Herkes diyor ki Tâhir'in kimsesi yoktur,
Allah benim yardımcımdır, başkasına ne hâcet.
Ben ne alışveriş fikrindeyim ne de kâr,
Yüreğimde ne iyilik ne de varlık
düşüncesi var.
Çeşme başı, su kenarı istemem,
Çünkü her gözüm binlerce akan nehir...

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek

İnsanla Hayvan Arasını Ayıran Fark Edeptir!

Vehbi Tülek