Beni Öldürmek Için Geldin

Beni Öldürmek Için Geldin
Bedir Vakası olduktan sonra, Umeyr bin Vehb el-Cühami, Safvân bin Ümeyye ile bir gün Bedir Savaşında uğradıkları hezimeti konuşuyorlardı. Umeyr bin Vehb'in oğlu bu savaşta esir düşmüştü. Umeyr bin Vehb, "Eğer borçlarım olmasaydı ve çoluk çocuğumun perişan olmasından korkmasaydım, Muhammed'i öldürmek için Medine'ye giderdim" dedi. Bunun üzerine Safvân "Borçlarını ben ödeyeyim. Çoluk çocuğunun geçimini de üzerime alayım. Yeter ki sen bu işi yap" dedi. Umeyr, "Bu sır aramızda kalsın. Sakın kimse farkına varmasın" diye tenbih etdikten sonra, Medine'ye gitmek üzere yola çıktı...
Medine'ye varınca, mescidin önünde hayvanından inip, Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" yanına gitmek üzere yürüdü. O sırada Ömer bin Hattâb "radıyallahü anh" Ümeyr'i görür görmez, "Bu köpeği tutunuz! O Allahın düşmânıdır. Bedir Savaşında kavmini bizimle savaşmaya teşvik ediyordu. Bizim ordumuzun az olduğunu kavmine haber veriyordu" dedi. Bunun üzerine onu yakaladılar. Hazret-i Ömer, Resûlullahın huzûruna gidip, durumu arz etti. Resûlullah efendimiz, "Onu getiriniz" buyurdu. Hazret-i Ömer bir eliyle Umeyr'in kılıcının bağını boynuna takıp bağladı ve sıkıca tuttu. Bir eliyle de kılıcın kabzasından tuttu. Böylece Resûlullahın huzûruna götürdü. Resûlullah bu durumu görünce, "Ey Ömer onu salıver" buyurdu. Sonra, "Yaklaş ey Umeyr! Niçin geldin" dedi. "Oğlum esir olmuştu, onun için geldim" dedi. Resûlullah "Doğru söyle, doğruyu söylemedikçe kurtulamazsın" buyurdu. O yine esir oğlu için geldiğini söyledi. Bunun üzerine Resûlullah "Safvân bin Ümeyye ile oturup, Bedir Savaşının hezimetini konuşmadınız mı? O senin borcunu ve âilenin geçimini üzerine alıp, sen de beni katletmek için gelmedin mi? Sen beni öldürmek için geldin! Fakat Allahü teâlâ seni maksadına kavuşturmadı" buyurdu. Umeyr bunları işitince hakikati anladı ve "Sen Allahü teâlânın Resûlüsün. Şimdiye kadar câhilliğimden seni inkâr etmişim. Zirâ bu işi benden ve Safvân'dan başka hiç kimse bilmiyordu. Bunu sana ancak Allahü teâlâ haber verdi ve beni Müslüman olmakla şereflendirdi" diyerek Kelime-i şehadeti söyledi...

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek