Serdar Halil Paşa, hemen o gece düşmana saldırılmasını istiyordu. Fakat senelerce deniz savaşlarında çarpışmış tecrübeli kumandan Mehmed Paşa, gece deniz savaşının tehli keli olacağını ve ertesi gün muharebeye başlanmasını ısrarla savunduysa da Halil Paşayı fik rinden vazgeçiremedi. Gece yarısı, 12 parçalık Osmanlı filosu Venedik gemilerine saldırdı. Levendlerin yeri göğü inleten naraları, düşmanın çığlıklarına karışıyor ve bozgun belirtileri başlıyordu. Tam bu sırada gizli tutulan 20 düşman gemisi savaşa girdi. Bizim bir gemimize üç düşman gemisi düşüyordu. Memizade, gemisine saldıran üç gemiden ikisini batırdı, diğer bir tanesi ise selameti kaçmakta buldu. Onu ise Durak Reis'in kadırgası yakaladı. Bu gemide Akdeniz'i karış karış dolaşmış, gençliğinin en güzel günlerini dalgalar üzerinde geçirmiş bir levent vardı: Bodrum'lu Fedai Musa. Üstün kuvvetler karşısındaki bu mücadele saatlerce devam etti. Durak Reis, leventle riyle birlikte kahramanca çarpışarak şehid oldu. Fedai Musa, reisinin şehid düştüğünü görünce derhal ortadan kayboldu. Bomboş kalan Durak Reis'in teknesi düşman eline geçmiş, savaş ganimeti olarak İstendiye limanına doğru yol alıyordu. Diğer tarafta ise bu mağlubiyeti bir türlü hazmedemeyen Fedai Musa, derhal geminin cephaneliğine girip saklanmış, Durak Reis şehid olduktan sonra onun için yaşamanın hiçbir anlamı kalmamıştı. Gemi, düşman limanına götürüldüğünde müsait bir zaman kollayacaktı."Zafer Aslanı" İstendiye limanına getirildiğinde düşman askerleri sevinçten ne yapa caklarını şaşırmış, limanı doldura yüzlerce asker ve sivil bir anda gemiye doluvermişti. Fedai Musa'nın beklediği an gelmişti. "Mertçe ölecek, vatanına milletine , dinine karşı son vazifesini yapacaktı. Hemen kavlı çakmağını çakıp cephaneliği ateşledi ve arkasından müthiş bir gürültü ve patlama duyuldu. Sonra da "Zafer Aslanı" içindekiler ve aziz şehidi ile birlikte sulara gömüldü. Kısa bir müddet sonra da Fazıl Ahmed Paşa, Kandiye Kalesini fethederek Girit adasının tamamını Osmanlı topraklarına kattı.