Bü­yük Mu­ta­sav­vıf Ebû A­li Rodbârî

Bü­yük Mu­ta­sav­vıf Ebû A­li Rodbârî
"FE­LA­KET ÜÇ YOL­DAN GE­LİR"
Hik­met­li söz­le­ri pek çok­tur. Bu­yur­du ki:
"İn­san­la­ra fe­lâ­ket şu üç yol­dan ge­lir. Has­ta ta­bi­at ve mi­zac, alış­kan­lık­la­ra sı­kı bağ­lı­lık ve kö­tü ar­ka­daş­lık."
"Has­ta ta­bi­at­la ne­yi kas­de­di­yor­su­nuz?" di­ye so­ru­lun­ca; "Ha­ram ye­me­yi kas­de­di­yo­rum" bu­yur­du. "Alış­kan­lık­la­ra sı­kı bağ­lı­lık ile ne­yi kas­de­di­yor­su­nuz?" di­ye so­ru­lun­ca da; "Ha­ra­ma bak­ma­yı ve gıy­bet din­le­me­yi kas­de­di­yo­rum" bu­yur­du.
"İn­sa­na fe­lâ­ket ge­ti­ren kö­tü ar­ka­daş­lık­tan mak­sad ne­dir?" di­ye so­ru­lun­ca da; "Ne­fis­te şeh­vet co­şun­ca ona uy­ma­yı, yâ­ni ne­fis­le dost­luk yap­ma­yı" di­ye ce­vap ver­di."
Ebû Ali Rod­bâ­ri'ye; "So­fi kim­dir?" di­ye so­ru­lun­ca; "Nef­si­nin is­tek ve ar­zu­la­rı­na kar­şı çı­kan, ona ezi­ye­tin ta­dı­nı tat­tı­ran, dün­yâ­yı ar­ka­sı­na atan ve Mu­ham­med Mus­ta­fa'nın (sal­lal­la­hü aley­hi ve sel­lem) yo­lu­na sı­kı sa­rı­lan kim­se­dir" bu­yur­du.
Bir baş­ka­sı; "Ta­sav­vuf ne­dir?" di­ye so­run­ca da; "Ta­sav­vuf sev­gi­li­nin ka­pı­sı­na çök­mek­tir. İs­ter­se kov­sun. Ta­sav­vuf, uzak­lı­ğın ke­der­le­ri­ni, acı ta­dı­nı tat­tık­tan son­ra ya­kın­lı­ğın ta­dı­na er­mek­tir. Sâ­fi­ye­ti­ni saf­lı­ğı­nı, te­miz­li­ği­ni bul­mak­tır. Biz bu ta­sav­vuf ko­nu­sun­da, kı­lı­cın kes­kin ta­ra­fı gi­bi bir had­de ulaş­tık. Azı­cık me­yil ve sap­ma gös­ter­sek ate­şe dü­şe­riz. Ta­sav­vuf yo­lu, baş­tan so­na cid­di­yet­tir. Ona şa­ka nâ­mı­na bir şey ka­rış­tır­ma­yız" bu­yur­du.

"AL­LAH'A ÂŞIK OLAN­LAR ÖL­MEZ!.."
Bir gün Ebû Ali Rod­bâ­ri'ye bir kim­se mi­sâ­fir gel­miş­ti. Fa­kat o gün ve­fât et­ti. Ke­fen­le­nip na­ma­zı kı­lın­dık­tan son­ra me­za­ra ko­nul­du. Ebû Ali Rod­bâ­ri; "Aziz ve ce­lil olan Al­lah, bu kim­se­ye ga­rip­li­ği se­be­biy­le rah­met et­sin" di­ye­rek yü­zü­nü aça­rak top­ra­ğa koy­mak is­te­di. Bu sı­ra­da ve­fât eden kim­se gö­zü­nü aç­tı ve; "Ey Ebû Ali! İk­râ­mı­na nâ­il ol­du­ğum zâ­tın hu­zû­run­da ba­na ik­râm mı edi­yor­sun?" de­di. Ebû Ali Rod­bâ­ri; "Efen­dim ölüm­den son­ra ha­yat man­za­ra­sı mı gö­rü­yo­rum?" de­di. O kim­se; "Evet ben ha­yat­ta­yım. Aziz ve Ce­lil olan Al­la­hü te­âlâ­ya âşık olan her in­san ha­yat­ta­dır, öl­mez. Ey Rod­bâ­ri, el­de et­ti­ğim ma­kam­la ya­rın sa­na yar­dım­cı ola­ca­ğım" de­di.

Asıl Sabır, Musibetin Geldiği Ilk Anda Yapılan Sabırdır!

Vehbi Tülek

Müslümanların Hangisi Daha Hayırlıdır?

Vehbi Tülek

İlk Iş, Tâlibe Tövbeyi Öğretmek Olmalıdır

Vehbi Tülek

İnsanların En Fazîletlisi Allah Yolunda Cihâd Edendir

Vehbi Tülek

Zekâtı Verilmiş Mal, Istif Edilmiş Mal Değildir!

Vehbi Tülek