Büyük Fıkıh âlimi İmâm-ı Râfiî
"SALTANATIM DA ELİMDEN GİTTİ..."Râfii hazretleri anlatır:
"Hârûn-ür-Reşid'in hizmetçisi şöyle anlatmıştır: Hârûn-ür-Reşid, vefâtı yaklaşınca bana kefenini getirmemi söyledi. Ben de getirdim. Sonra kendisi için bir kabir kazılmasını söyledi. Ben de kazdım. Vefât edince oraya konmasını vasiyet etti ve bir beyt okudu. Bu beytin tercümesi şöyledir: Bana mallarım fayda vermedi, saltanatım da elimden gitti!.."
Râfii hazretleri bu hâdiseyi naklettikten sonra, şu mânâda bir şiir söyledi: "Mülk, Allahü teâlâdandır. Her şey O'na itaat eder, makam sahipleri O'nun yanında boyun eğerler. Mülkünde ortağı yoktur. O'nun mülkünde mülk sahibi olmak için çekişenlerin hepsi hüsrana uğradı, kaybolup gitti. Böyle olanları ve mülke mâlik olma iddiasını, dünyalığa sahip olma kavgasını bırak! Yarın (âhirette) kimin yalancılardan olduğu (sâdık olmadığı) belli olacak."
Bu mübarek zat yine bir gün buyurdu ki:
"Kalbinin ve basiretinin nûru kaybolmak üzere olan bir kimse için tek çıkar yol, rahmet ve ihsânıyla durumunu iyiye çevirmesini ümid ederek, rahmet ve ihsân sahibi olan Allahü teâlâdan yardım istemesidir..."
SULTAN ELİNİ ÖPÜNCE!..
İmâm-ı Râfii, vefât etmeden önce Hârezmşâhlar devleti hükümdarı Celâleddin Hârezmşâh ile görüşmüştü. Hârezmşâh, küffar ile savaş yapmış ve muzaffer olmuştu. Kazvin'e uğradığı zaman, İmâm-ı Râfii onu karşılayıp; "İşittim ki düşmanla cihâd yapmışsın, hattâ onların kanları elinde donup kurumuş. O elini öpmek isterim" diyerek, Hârezmşâh'a ikram ve iltifâtta bulunmuştur. Bu söz üzerine Hârezmşâh; "Bilakis ben sizin elinizi öpmeyi arzularım" diyerek, tutup elini öpmüştür...
Sultanla bir müddet görüşüp, sohbet ettikten sonra İmâm-ı Râfii ayrılıp, hayvanına binerek yola çıktı. Biraz gidince, hayvan serkeşlik yapıp Râfii hazretlerini üzerinden düşürdü. Hârezmşâh'ın öptüğü eli acıdı. "Sübhânallah! Sultan bu elimi öpünce, nefsimde bir gurûr hâsıl oldu da, bunun cezasını böylece gördüm" dedi ve kısa bir zaman sonra da vefat etti...