Büyük Mutasavvıf Hüsâmeddîn-i Uşâkî
ADINA DERGÂH YAPILDI...Pâdişâhın emriyle Kasımpaşa civârında adına bir dergâh inşâ edilen Hüsâmeddin-i Uşâki, burada çok talebe yetiştirdi. Sohbetlerinde çok kimseler kemâle geldi...
Hüsâmeddin-i Uşâki İstanbul'a geldiği zaman, evliyânın büyüklerinden Ümmi Sinân hazretleriyle görüştü. Ümmi Sinân ona Halvetilik tarikatında hilâfet verdi. Şeyh Ahmed-i Semerkandi ise, ona "Kübreviyye" ve "Nûr-i Bahriyye" yolunun hilâfetini vermişti. Hüsâmeddin Uşâki de bu yolları birleştirerek "Uşâkilik" tarikatını kurdu.
Şöyle anlatılır:
İnsanların kalabalığından rahatsız olan Hüsâmeddin Uşâki, Pâdişâhtan hacca gitmek ve Resûlullah efendimizi ziyâret etmek için izin istedi. Pâdişâh kendisine izin verdi. Sefere çıkmadan önce, oğlu Mustafa Efendiye hanımının hâmile olduğunu söyleyerek; "Bizim bu fâni âlemi terk etmemiz yakındır. O saâdetli oğlumun ismini Abdürrahim koy ve kendisinin ilim ve terbiyesi ile meşgûl ol!" diye vasiyette bulundu.
KONYA'DAN İSTANBUL'A...
Hüsâmeddin Uşâki, hac farizasını yerine getirip geri dönerken, Konya'da rahatsızlandı ve 1594 (H.1003) senesinde orada vefât etti. Cenâze namazı Konya'da kılındı. Vasiyeti üzerine İstanbul'a götürülmek üzere yola çıkarıldı. Konya vâlisi, yola çıkmadan önce Hüsâmeddin Uşâki'nin cesedinin kokmaması için ilâçlatmak istedi. Fakat oğulları ve talebeleri buna karşı çıkarak, Uşâki hazretlerinin kokmayacağını söylediler ve ilâçlatmadılar. Gerçekten, hiç kokmadan İstanbul'a getirildi şimdiki kabrinin bulunduğu yere defnedildi.