Çerkeşli Hacı Mustafa Efendi
"BENİM ARKADAŞIM GIYBET ETMEZ"Bu mübarek zat, Müslümanlara hizmet etmeyi, onların din ve dünya işlerini yapmayı vazife bilirdi. İnsanlar beğensin diye Kur'ân-ı kerim okuyan hâfızlardan hoşlanmazdı. "Zamânımızda kurrâ (hâfız) kalmadı. Hepsi okuyuşlarıyla dünyâ nimeti toplamaya çalışıyorlar" buyurdu. Kimseyi gıybet etmez ve gıybet edilmesini istemezdi. "Yanımda gıybet yapan benim arkadaşım olamaz" buyururdu. Ehil olmadan, anlamadan veya dünya için yazı, kitap yazanların hâline acır ve bunlara nasihat ederdi. Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:
"Kıyâmet günü birtakım insanlar olacak; dünyâda yazdıkları uygunsuz şeyler için; 'ne olurdu kalemlerimiz ateş olsaydı da ellerimizi dokunduramaz ve yazamaz olsaydık' derler."
"Helâk olan bir kimsenin nasıl helâk olduğuna hayret etmem. Fakat saâdete kavuşup, kurtulan bir kimsenin nasıl kurtulabildiğine hayret ederim. İyi biliniz ki; Allahü teâlâ bir kuluna, imân ile ruhunu teslim etmekten, imân ile ölmekten daha büyük bir nimet vermemiştir."
"Verâ (şüpheli şeyleri terk etmek), yalnız kendini bu hâle ehil kılanlara (farzları yapıp, haramlardan sakınan ve Allahü teâlânın rızâsını isteyenlere) gelir."
"Dâimâ şerefli olmalısın. İnsanlara ihtiyaç arz etmedikçe şerefini ve iyiliğini muhafaza etmiş olursun."
"Kalbin doğruluğu amellerin doğruluğu iledir. Amellerin doğruluğu da niyetin doğruluğu iledir."
ARTIK SON ANLARINI YAŞAMAKTADIR...
Çerkeşli Mustafa Efendi talebeleriyle sohbet ettiği sırada Sâfi Efendiye dikkatle bakar ve; "İşte bu zât benden sonra yolumuzu (tarikatımızı) o dereceye ulaştırır ki kimsenin inkâra mecâli, gücü kuvveti kalmaz. Hakikat ilmiyle âlemi doldurur" buyurdu ve kısa bir zaman sonra vefât etti. Vefât etmeden önce Mustafa Sâfi Efendinin tasavvufta kemâle erdiğini belirtip, onu kendine halife tâyin ettiğini vasiyet etti.