Doğru Söylüyorsan Şifâya Kavuşursun!

Doğru Söylüyorsan Şifâya Kavuşursun!

Hasan-ı Basri hazretleri, Habib-i Acemi hazretlerini çok sever ve ona çok iltifât ederdi. Hattâ bâzen meclisinde Habib'in sohbet etmesini söyler, o mübarek de emredildiği için sohbet ederdi... Bâzı kimseler bu durumu merâk ederler; "Siz burada bulunduğunuz hâlde, onun sohbet etmesini istemenizin hikmeti nedir?" diye suâl ederlerdi. Hasan-ı Basri hazretleri; "Habib, kalbinden konuşur ve konuştuğunu insanların kalbine yerleştirir. Ben onun için onu konuşturuyorum" buyururdu...

Hanımı Umrete de sâlihâ bir kadındı. Kendisi ile berâber ibâdete devâm ederdi. Bâzen gece yarısı Habib'i uyandırır; "Ey Efendim! Kalkınız. Gece geçiyor, önünde uzun bir yol var, azığımız ise az. Sâlihler kâfilesi gitti ve selâmete ulaştı. Biz ise geri kaldık" der ve berâber ibâdet ederlerdi...

Bir gün bir kimse, Habib-i Acemi hazretlerine gelip; "Sende üç yüz dirhem alacağım vardır" dedi. Habib; "Ben hatırlayamadım. Nerede, ne zaman borcum oldu?" buyurdu. O kimse; "Ben de bilmiyorum. Fakat benim sende üç yüz dirhem alacağım vardır" dedi. Habib, o kimseye; "Bugün gidin de yarın gelin" buyurdu.
Gece olunca, abdest alıp iki rekat namaz kıldı ve namazdan sonra şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi! Eğer o kimse doğru söylüyorsa, borcumu ona ödememde bana yardım et. Şâyet yalan söylüyorsa sen bilirsin..."

Sabah olunca o kimsenin, bir tarafının felç olduğunu gördüler. Habib o kimseye; "Sana ne oldu?" diye sordu. O kimse, "Tövbe ettim, tövbe ettim. Ben sizden alacağım olmadığı hâlde üç yüz dirhem istedim. Bunun için bana bu hastalık geldi. Ben tövbe ettim" dedi. Habib-i Acemi; "Peki niçin böyle yaptın?" dedi. O kimse "Kendi kendime; 'Habib Allahü teâlâdan ve kullardan çok utanır. Ben bu parayı istersem bana verir' dedim. Habib-i Acemi merhametinin çokluğundan o kimseye acıdı ve; "Yâ Rabbi! Doğru söylüyorsa ona şifâ ihsân eyle" diye duâ etti. Allahü teâlâ o kimseye şifâ verdi ve hiç felç olmamış gibi ayağa kalktı...

Habib-i Acemi hazretleri buyurdu ki: Kıyâmet günü Allahü teâlâ bana; "Ey Habib! Şeytanın vesvesesinden uzak olarak, bir gün namaz kıldın mı? Bir gün oruç tuttun mu? Bir rekat olsun namaz kıldın mı? Bir tesbih çektin mi?" diye sorarsa; "Evet yâ Rabbi" demeye gücüm yetmez. "Evet yâ Rabbi" demeye yüzüm olmaz, böyle bir söz diyemem.

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek