Dört Kimse Hayırla Şahitlik Ederse

Dört Kimse Hayırla Şahitlik Ederse
Bir gün bedevi Arab'ın biri Hazreti Ali'ye (radıyallahü anh) gelerek Hâkka Sûresi'nin otuzyedinci âyeti olan "Lâ ye'külühü ille'l-hâtiûn (İrin ve kan karışımını, bilerek ve ısrarla hata edenlerden başkası yemez)" âyetini "Lâ ye'külühû ille'l-hâtûn (İrin ve kan karışımını, adım atanlardan başkası yemez)" şeklinde okudu ve "Ey Mü'minlerin Emiri! Hangimiz adım atmıyoruz ki! Şimdi hepimiz bu kan ve irinden içecek miyiz?" dedi. Bunun üzerine Hazreti Ali (radıyallahü anh) tebessüm ederek "Sen onu yanlış okuyorsun. Doğrusu "Lâ ye'külühû ille'l-hâtiûn (İrin ve kan karışımını, bilerek ve ısrarla hata edenlerden başkası yemez)'dur" buyurdu. O zaman bedevi "Evet ey Mü'minlerin Emiri! Doğrusu senin dediğin gibidir. Allah teâlâ kullarına asla zulmetmez" dedi... Bu olay üzerine Hazreti Ali orada bulunan Ebü'l-Esved ed-Düeli'ye dönerek "Son zamanlarda Acemlerden (Arap olmayan) birçok kavim İslâm'a girmiştir. Bunlar Arap dilini iyi bilmiyorlar. Bunun için sen okumada kolaylık olmak üzere bazı işaretler koy" buyurdu. O da Hazret-i Ali'nin bu tavsiyesine uyarak yazıya üstün, ötre ve esre işareti koyma usulünü getirdi.
Ebü'l-Esved şöyle dedi: Medine'ye gelmiş Hazreti Ömer'in (radıyallahü anh) yanında oturuyordum. Yanımızdan bir tabut geçti. İçindeki hayırla anıldı. Bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh); "kesinleşti" dedi. Sonra bir başka tabut daha geçti, onun içindeki de hayırla anıldı. Ömer yine "kesinleşti" dedi. Daha sonra üçüncü bir tabut geçti, onun içindeki kötülükle anıldı. Ömer yine; "kesinleşti" dedi. Bu defa ben kendisine "Ne kesinleşti, ey müminlerin emiri?" dedim. Ömer (radıyallahü anh) şöyle cevap verdi: "Ben, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in buyurduğu gibi söyledim. O (Herhangi bir Müslüman hakkında dört kimse hayırla şahitlik ederse, Allah onu cennetine kor) buyurmuştu. Biz kendisine 'Peki üç kişi şehâdet ederse?' dedik. (Üç kişi şehâdet ederse de aynıdır) buyurdu. Biz; 'Ya iki kişi şâhitlik ederse?' dedik. (İki kişi de şahitlik etse yine aynıdır) buyurdu. Artık bir kişinin şahitliğini de sormadık."

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek