Ebû Abdullah Huzâî
Bir gün Eshab-ı güzin "rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'in" Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) dediler ki: "Yâ Resûlallah! Hazret-i Ali'yi (radıyallahü anh) pek çok seversiniz. Hikmeti nedir, biz de bilelim ve evvelki muhabbetimizden de çok muhabbet edelim" Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
"Ali'yi çağırın! Ondan öğrenirsiniz!" Eshâbdan biri hazret-i Ali'yi çağırmaya gitti. Hazret-i Ali gelmeden, Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Ey benim Eshabım! Bir kimseye iyilik etseniz, o kimse karşılığında size kötülük yapsa, ne yaparsınız!" Dediler ki: "Yine iyilik ederiz." "Tekrar size kötülük yapsa!" buyurdu. Dediler, "Yine iyilik ederiz." "Tekrar size kötülük yapsa, ne yaparsınız!" buyurunca, başlarını aşağıya eğip cevap vermediler... O sırada hazret-i Ali geldi. Resûl-i ekrem hazretleri buyurdu ki: "Yâ Ali! Bir kimseye iyilik etsen ve o sana karşılığında kötülük yapsa, ne yapardın!", "Yâ Resûlallah! İyilik ederdim." Resûlullah efendimiz; "Tekrar kötülük yapsa!" buyurdu, hazret-i Ali "Yine iyilik ederdim" dedi... Resûlullah efendimiz birbiri ardınca yedi defa sual buyurdular. Yedisine de, hazret-i Ali "İyilik ederdim" dedikten sonra, "O kimseye ben iyilik
ettikçe, karşılığında bana kötülük yapsa, yine ben ona iyilik ederdim" deyince, cümle Eshâb-ı güzin "rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'in" hazretleri dediler ki: "Yâ Resûlallah! Hazret-i Ai'yi bu
kadar sevmeniz sebepsiz değilmiş." Eshâb-ı güzin efendilerimiz hazret-i Ali'yi kıskandıkları için imtihan etmediler. Maksatları hazret-i Ali'nin yüksek mertebesine ve derecesine vâkıf olmaktı. Eshâb-ı
güzin, birbirlerini sevmede en yüksek derecede olup, Resûlullah efendimizin sohbeti bereketiyle düşmanlık, haset gibi huylardan temizlenmişlerdi...