İSM-İ A'ZAM DUASINI BİLİRDİ Ebû Muhammed Talhâ hazretleri, rüyâsında Resûlullah efendimizin işâretiyle, hazret-i Ebû Bekr'in elinden tasavvuf hırkasını giydi. Tasavvuf yolunda üstün derecelere kavuştu. Allahü teâlâ ona İsm-i a'zamı öğretti. Bu mübarek zatın da hikmetli sözleri çoktur... Kendisine tasavvuftan sorulduğunda; "Tasavvufun tamâmı boş şeylerden uzaklaşmak, mârifetin tamâmı ise cehâletini itirâf etmektir" buyurdu. Ebû Muhammed Talhâ hazretleri, halkı nefsin ve dünyâ sevgisinin zararlarından sakındırırdı. Bu hususta da; "Nefsin ile meşgûl olman, seni Allahü teâlâya ibâdetten alıkoyar. Dünyâya olan merâkın da, âhiret merâkından uzaklaştırır" buyururdu. Riyâ ve gösteriş yapanları münâsip bir lisanla ikâz ederdi. Bu sebeple; "Hüsranda kalanların en kötü durumda olanı, yaptığı iyi amelleri halka gösteren ve şahdamarından daha yakın olan Allahü teâlânın huzûruna, kötü amellerle çıkandır" buyururdu. Bir gün kendisine, "En iyi vakit ne zamandır?" denildi. O; "Bütün vakitler, Allahü teâlânındır. En iyi vakit, Allahü teâlânın râzı olduğu vakittir" buyurdu. Sevdiklerine nasihat olarak; "Allahü teâlâ, nimeti mârifete ihsânı ibâdete, rahmetini tövbeye, tövbeyi de günahların affına sebep kıldı" buyurmuştur. "Eğer ârife, devamlı dünyâda kalacaksın denilseydi, üzüntüsünden ölürdü. Cennet ehli için de, sizler Cennet'ten çıkacaksınız denilseydi, onlar da üzüntülerinden ölürlerdi."
DOSTLARININ RAHATI İÇİN!.. "Allahü teâlâ, dostlarının bâzı ahlâkını düşmanlarına vermiştir. O ahlâk ile Allah dostlarına yardım ederler, bu sebeple Allah dostları da rahat ederler." "Bir hadis-i şerifte, Peygamber efendimiz; (Ey müminler! Eshâbıma kötü söz söylemeyiniz. Allahü teâlâya yemin ederim ki, sizden biriniz Uhud Dağı kadar altın sadaka verse, bu sadakanın sevâbı Eshâbımdan birisinin iki avuç hurma sadakasının faziletine ulaşamaz. Hattâ bunun yarısına da ulaşamaz) buyurdu." Ebû Muhammed Talhâ hazretleri vefat etmeden evvel buyurdu ki: "Dünyâ, bir an önce oradan çıkmakla güzel, Cennet onu istemek ve orada devamlı kalmakla güzel olur."