Ebû Zür’a Dımaşkî

Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) rivayetinde buyuruyor ki: Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Eshâb-ı kirâma "aleyhimürrıdvân": (Sizlere birkaç kelime [nasihat] öğreteyim mi? İçinizden onunla amel edecek ve öğrenecek kimdir?) diye sordu. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh), (Benim, yâ Resûlallah) deyince, Resûlullah efendimiz onun elinden tutarak: (Allahü teâlânın haram kıldığı [yasak ettiği] şeylerden sakın, insanların en abidi, en çok ibadet edeni olursun. Allahü teâlânın sana verdiği şeye [her ne kadar az olsa da] razı ol, [Allahü teâlânın, kalb zenginliği verdiği] insanların en zengini olursun. Komşuna [kalben ve fiilen] ihsân ve yardımda bulun, kâmil bir mümin olursun. Kendi nefsin için neyi seversen, herkes için de onu sev, [kâmil bir] Müslüman olursun) buyurdu.
Ebû Said Hudri radıyallahu anh şöyle anlatıyor: Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün mescide girdi ve orada Ensâr'dan Ebû Ümame isimli zata rastladı ve kendisine:
"Ey Ebû Ümâme! Ne diye namaz vaktinin dışında seni mescidde oturur halde görüyorum?" diye sordu. Ebû Umâme:
"Beni saran dertler ve borçlar yüzünden yâ Resulallah" dedi. Peygamberimiz:
"Sana bir dua öğreteyim mi ki, bunu okuduğun zaman, Allah derdine deva verir, borcunu ödettirir" buyurdu. Bunun üzerine ben:
"Öğret, yâ Resulallah" dedim. Peygamberimiz:
"Sabah ve akşam şu duayı oku: (Allâhümme inni eûzü bike minel hemmi vel hazen ve eûzü bike minel aczi vel kesel ve eûzü bike minel cübni vel buhl ve eûzü bike min galebetiddeyni ve kahrirricâl.) [Ey Allah'ım, kederden, dertten, acizlikten ve tembellikten, korkudan ve cimrilikten, borcun üstelenmesinden ve ricalin kahrından sana sığınırım!] demektir.
Ebû Umâme diyor ki: "Bunu okudum, Allahü teâlâ hem derdimi giderdi, hem de borcumu ödetti."