Erzurumlu Hüseyin Ruhi Efendi
ABDÜLMECİD HAN DAVET EDERSultan Abdülmecid Han Muhammed Tevfik Bosnevi hazretlerinden, Hüseyin Ruhi Efendiye bir mektup yazarak onu İstanbul'a davet etmesini söyler. Hüseyin Ruhi Efendi bu mektubu aldıktan sonra yetiştirdiği Şeyh İsmail Sırrı Efendiye tekkeyi teslim ederek İstanbul'a gitmiştir. Sultanahmet civarında Sultan Abdülmecid Hanın verdiği bir tekkede talebelerini başına toplayarak neşri-i tevhid ettirdiler. Nihayet burasını da terk edip Aksaray'daki hanesinde 1911(miladi) 1893 hicri senesinde 80 yaşında iken vefat eder.
Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:
"Ey insanlar! Dünyâ gündüzler ve gecelerdir. Bunlar birbirlerini tâkip eder. Eğer gündüz yapacağın işi yapmazsan vakit geçer gece oluverir. O halde işlerini sonra yaparım diyerek geriye bırakma ve sen dâimâ sâimlerle (oruçlu olup, ibâdet edenlerle) berâber bulun."
Bu sözüne sâdık kalır, dünyâ ehli ile bir arada bulunmazdı. Zamanındaki bâzı devlet adamları onu yemeğe dâvet ettiler. Özür beyân edip gitmedi. Niçin gitmediğini soranlara; "Onların dâvetine gitmeyip yemeği kaybetmek, dinimden bâzı şeyleri kaybetmekten daha kolay geldi. Müminin dininin, midesinden çok daha kıymetli olması lâzımdır" diye cevap verdi.
"AZA KANAAT ETMİYORSUN!.."
Yine buyurdu ki: "Her gün ömrünün bir kısmı gitmekte, sen ise buna üzülmüyorsun. Her gün sana yetecek kadar rızık verilmekte, fakat, sen, sana verilen şeyleri kâfi görmüyorsun ve seni azgınlaştıracak, Allahü teâlâdan uzaklaştıracak şeyi istiyorsun. Aza kanâat etmiyor, çokla doymuyorsun. Kendine ihsân edilen ve içinde bulunduğu nimetlere şükretmekten âciz iken, daha fazlasını istemek nasıl uygun olur? İsteğinin fazlalığı seni aldattı. Arzu ve istekleri dünyâ için olan bir kimse, âhiret için nasıl çalışabilir. Hayret edilir, ne kadar çok şaşılır şu kimseye ki, âhirete inanıyor ve dünyâ için çalışıp ona koşuyor..."
Hüseyin Ruhi Efendi bir gün, talebelerine; "Benim yerime Tokadi İsmail Sırrı Efendi'ye tabi olun, onun nefesi benim nefesimdir" buyurur ve çok geçmeden de vefat eder...