Fakirliği Sevmek Çetin Bir Imtihandır!
Allahü teâlâ meâlen; "Câhillerden yüz çevir." (A'râf sûresi: 199) buyuruyor. Nefs, câhillerin en câhilidir. O hâlde ondan daha fazla yüz çevirmelidir.
Fakirliği sevmek çetin bir imtihandır. Buna sıddıklardan başkası sabredemez. Ne zaman yoksul bir hâlde bulunursam kendi kendime; "Bu yoksulluk hâli sana kimden geldi?" derim. Sonra düşünür hiçbir kimseye bu yoksulluk hâlinin benden daha çok yaraşmadığını görürüm. O zaman onu hoşça kabullenir, berâber olurum.
"Sâdık ve samimi bir sûfinin alâmeti; aziz iken zelil, zengin iken fakir, meşhûr iken meçhûl olmasıdır."
Talebelerinden birine nasihat ederek buyurdu ki: "Allahü teâlâ sana hayır yollarından birini açarsa, sen o yolda gayretle devâm et. Ama o nimeti sana ihsân edeni ve o nimete kavuşmana vesile olanları da unutma. O nimete kavuştuğun için büyüklenme. Senin yapacağın şey, buna kavuşturana şükretmendir. Eğer şükretmezsen, o nimet, elinden alınır. İhsân edeni üzmüş olursun. Eğer şükredersen, sana daha hayırlı yollar, daha güzel nimetler ihsân edilir. Nitekim Allahü teâlâ, İbrâhim sûresi 7. âyetinde meâlen; (Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi arttırırım ve eğer nankörlük ederseniz, haberiniz olsun, gerçekten azâbım çok şiddetlidir) buyuruyor."
Nasihat isteyen birisine buyurdu ki: "Nefsin, senden selâmet bulursa, onun hakkını vermiş olursun. Halk selâmette kalırsa onların haklarını ödemiş olursun. Yâni haklar iki türlüdür. Biri nefsinin üzerindeki hakkı, ikincisi halkın üzerindeki hakkıdır. Nefsini günahtan meneder ve âhiretteki selâmetini talep edersen, hakkını ifâ etmiş olursun. Halk senin kötülüğünden emin olur, sen de onlar için kötülük istemezsen, haklarını edâ etmiş olursun. Kötülüğünün sana da halka da zarar vermemesi için çalış. İşte bunun için Hakk'ın hakkını ödemek ile meşgul ol. En iyi bilen Allahü teâlâdır."