Fatih’in Adaleti

Fatih’in Adaleti
Fatih, dünyaya kahreden bu iki papaza şöyle hitap eder:-O halde sizlere şöyle bir teklifim var. Sizler İslam adaletinin tatbik edildiği memleket lerimizi geziniz. Müslüman hakimlerin ve Müslüman halkın davalarını dinleyiniz. Bizde de sizdeki gibi adaletsizlik ve zulüm görürseniz hemen gelip bana bildiriniz ve siz de evvelki kararınız gereğince uzlete çekilerek hayata küsmekte haklı olduğunuzu ispat ediniz.Kendileri için gayet cazip gelen bu teklifi hemen kabul eden iki papaz, Padişahtan aldıkları hususi bir tezkere ile Osmanlı idaresinde olan her kasabayı gezmeye başladılar. Bu arada eski başşehir Bursa'ya da uğrayarak şöyle bir davaya şahit oldular:"Bir Müslüman bir Yahudi'den bir at satın almış. Ancak, hiçbir kusuru yok diye satılan at, meğer şiddetli hastaymış. Müslüman, hemen ertesi sabah erkenden Bursa kadısına gitmiş. Fakat kadı efendi dairesinde yokmuş. Bir müddet bekleyen davacı, kadı efendinin geleceğinden ümidini kestiği için bırakıp gitmiş. O akşam at, ahırda ölmüş. Bu durum kadıya iletilince, şöyle bir karar vermiş:-İlk geldiğinizde makamımda bulunsaydım, sağlam diye satılan atı sahibine iade ettirir, paranızı alırdım. Madem ki atın elinizde ölmesine, benim makamımda bulunmayışım sebep oldu, o halde ziyana girmenize ben sebep olduğum için iade edemediğiniz ata verdiğiniz parayı ben tazmin ediyor, ziyanınızı ben ödüyorum."Papazlar, Osmanlı kadılarının bu derece adil kararı karşısında birbirlerine bakarak parmaklarını ısıra ısıra mahkemeden çıktılar ve geze dolaşa İznik'e geldiler. Burada da şöyle bir davaya şahit oldular:"Bir Müslüman, diğer bir Müslüman'dan tarla satın almış. Ekin zamanı gelince tarlayı sürmeye başlamış. Bir ara sabanın ucun bir şey takılmış. Orasını kazınca, bir küp altın çıkmış. Hemen bunları alıp, tarlayı satın aldığı Müslüman'a gitmiş:-Kardeşim! Tarlayı sürerken bu çıktı. Ben senden tarlanın üstünü satın aldım, altını değil. Eğer içinde bu altınların mevcut olduğunu bilseydin, tarlayı bana satmazdın. Al şu altınlarını!Tarlanın ilk sahibi:-Hayır! Ben sana tarlanın içini, dışını, altını, üstünü, hepsini birden sattım. Senin nasibine çıkan bu altınlara ben nasıl sahip çıkarım, haramdır alamam.Mesele bu şekilde uzayıp gidince hakime intikal etmiş. İznik kadısı bu iki Müslüman daki birbirlerinin hakkını koruyucu tavrını görünce, evlenme çağında çocukları olup olmadığını sormuş. Birinin oğlu, öbürünün de kızı olduğunu öğrenince, onları evlendirmiş ve altınları onlara vermiş"Papazlar buradan ayrılıp, başka yere gitme ihtiyacı duymadan doğruca Fatih'in huzuruna geldiler ve gördüklerini anlatarak:-Bütün bunları görünce, Osmanlı adaletinden emin olduk ve hayatımızın bundan sonraki kısmını, dininizden olmayan Hristiyan papazlarının dahi zulme uğramayacağı adaletinize teslim olarak, ülkenizde geçirmek istiyoruz, dediler.

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek