Fransız Kültürüyle Yetişen Paşa
Bağdat Vâlisi Mehmed Reşid Paşa, Şam'a Beşinci Ordu Komutanı olarak gelmişti. Mehmed Reşid Paşa, Fransız kültürüyle yetişmiş, İslâmiyetin yüksekliğini ve kemâlini anlayamamış birisi idi. Şam'a gelince, bir arefe günü, askerin et ihtiyâcı için kurban pazarına gitmişti. Kurban pazarı, Muhammed Hâni'nin bulunduğu mescide yakın idi. Mehmed Reşid Paşa, pazarda ihtiyâçlarını karşıladıktan sonra, kurbanların semiz olup olmadığına bakarken, elleri kirlendiğinden, abdest alınan yerde ellerini yıkamak için mescide geldi. Bu sırada Muhammed Hâni abdest alıyordu. Muhammed Hâni'nin üzerinde görülen vakar ve olgunluk alâmetleri, Mehmed Reşid Paşa'nın dikkatini çektiğinden, içinden elini öpmek geçti. Ancak kendi kendine;
"Böyle bir Müslümanın elini nasıl öperim. Çünkü bunlar benim en kızdığım kimseler" dedi.
Bir müddet bu düşünceler içerisinde tereddüt gösterdikten sonra karar verdi ve Muhammed Hâni hazretlerinin yanına gidip elini öptü. Muhammed Hâni ona sâdece elini uzattı. O öptükten sonra elini çekti ve abdestine devam etti. Mehmed Reşid Paşa da oradan ayrıldı. Fakat kalbi elini öptüğü zâtla meşgûldü...
Bir süre sonra Müşir Mehmed Nâmık Paşa ile karşılaştı. Ona biraz önce olanları anlattı. Mehmed Nâmık Paşa;
"O karşılaştığın zât, evliyâdan Muhammed Hâni hazretleridir. Hattâ onu ziyâret ettiğim için de sen beni ayıplıyordun" deyince, Mehmed Reşid Paşa;
"Bu gibi zâtlar Müslümanların iftihar ettiği kimselerdir. Hamdolsun ben şu anda onun bereketi ve vesilesi ile İslâm dininin yüceliğini, kemâlini ve hak bir din olduğunu anladım. Artık Müslümanları seviyorum. Allahü teâlâ onun vâsıtası ile bana hidâyet nasip eyledi" dedi...
Ondan sonra Mehmed Reşid Paşa, Muhammed Hâni'yi ziyâret etmeye başladı. Hidâyete kavuşmasına vesile olduğu için Muhammed Hâni'ye hep teşekkür ediyordu...