Günah Işleyenin Boynu Bükük Olur

Günah Işleyenin Boynu Bükük Olur
Ucub, yaptığı ibâdetleri, iyilikleri beğenerek, bunlarla övünmektir. Ucbun zıddına (minnet) denir. Minnet, nimete kendi eliyle, kendi çalışmasıyla kavuşmadığını, Allahü teâlânın lütfu ve ihsânı olduğunu düşünmektir. Nimet, insana faydalı olan, tatlı gelen şey demektir. Bütün nimetleri gönderen Allahü teâlâdır. Ondan başka yaratıcı ve gönderici yoktur...
Eshâb-ı kirâmdan bazıları, Huneyn gazâsında, askerin çokluğunu görerek "artık biz hiç mağlup olmayız" dedi. Bu sözler Resûlullahın mübârek kulağına gelince, üzüldü. Bunun için, harbin başlangıcında nusret-i ilâhi yetişmeyip, mağlubiyet başladı. Sonra, Cenâb-ı Hak merhamet ederek, zafer nasip eyledi.
Dâvud aleyhisselâm, duâ ederken, (Yâ Rabbi! Evlatlarımdan birkaçının namaz kılmadığı hiçbir gece yoktur ve oruç tutmadığı hiçbir gün geçmemiştir) demişti. Buna karşılık Allahü teâlâ, (Ben dilemeseydim, kuvvet ve imkân vermeseydim, bunların hiçbiri yapılamazdı) buyurdu. Dâvüd aleyhisselâmın bu sözü gayret-i ilâhiyyeye dokundu, tarih kitaplarında yazılı olan sıkıntıların başına gelmesine sebep oldu.
Hadis-i şerifte, (Günah işlemezseniz, daha büyük günaha yakalanmanızdan korkarım. O da, ucubdur) buyuruldu.
Günah işleyenin boynu bükük olur. Tövbe edebilir. Ucub sahibi, ilmi ile, ameli ile mağrur olur. Tövbe etmesi güç olur. Günah işleyenlerin iniltileri, Allahü teâlâya, tesbih çekenlerin övünmesinden iyi gelir. Ucbun en kötüsü, hatalarını, nefsinin hevâsını beğenmektir. Hep nefsine uyar. Nasihat kabul etmez. Başkalarını cahil sanır. Hâlbuki kendisi çok câhildir. Bid'at sahipleri, mezhepsizler böyledirler. Bozuk, sapık itikatlarını ve amellerini, doğru ve iyi bilip, bunlara sarılmışlardır. Böyle ucbun ilâcı çok güçtür. Mâide sûresinin, (Kendinize bakınız. Kendiniz doğru yolda oldukça, başkalarının sapıtması size zarar vermez!) meâlindeki yüzsekizinci âyet-i kerimesinin manasını Resûlullahdan sordular. Cevabında, (İslâmiyetin emirlerini bildiriniz ve yasak ettiklerini anlatınız! Bir kimse ucbeder, sizi dinlemezse, kendi hâlinizi ıslâh ediniz) buyurdu.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek