Günaha Önem Vermemek

Günaha Önem Vermemek
Müslümanım diyen kimsenin, kâfirlere mahsus şeyleri zaruret olmadan yapmaması ve kullanmaması, kâfir zan olunmaktan çekinmesi lâzımdır. Bir insan, başka bir dine mahsus olan bir işi yapmakla, o dine girmiş olması lâzım gelmezse bile, o dine mahsus şeyin kendinde görünmesini kabul etmiş olur. Böylece, kalbindeki imanın sarsılmış olduğu düşünülebilir. İmâm-ı Azam ebû Hanife, (İslâmiyete hangi yol ile girilirse yine o yol ile çıkılabilir) buyurmuştur. Buradaki yol, kalbin inanması demektir. Yani, kalbe iman girince, Müslüman olur. Kalpten iman gidince, Müslümanlıktan çıkar, buyurmaktadır.
Müslümanlar, Müslümanlığa mahsus şeyleri yapmakla, alay olunmasını düşünmemeli. Hürmet duyulacağını düşünmeli ve bu hareketinden şeref duymalıdır. İslâm âlimlerinin bildirdiği şeyleri kalpteki imanla bunun ne alâkası var diyerek hafif görmek câiz değildir. Çünkü, kalpten bütün azaya yol vardır. İslâmiyetin emrettiği işler, iyidir. Yasak ettiği işler, kötüdür. İnsanlar, bugün bunu anlamasalar da, doğrusu budur.
İslâmiyetin yasak ettiği şeyler yapılınca, kalp kararır, katılaşır. Büyük günahlar çok yapılırsa, iman gidebilir. İslâmiyetin emrettiği vazifeleri yerine getirmek lâzım olduğu gibi, her birinin vazife olduğuna inanmak da ayrıca lâzımdır. Böyle inanan bir Müslüman, bu vazifeleri elbette seve seve yapacaktır. Kalp ile inanmak, Müslümanlığın temeli olduğu gibi, amellerin de en üstünü budur. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hazretlerine işlerin en üstünü hangisidir diye sorulunca, (Allaha ve Resûlüne inanmaktır) buyurduktan sonra, âmentüyü okumuştur. Bu hadis-i şerif Buhâride yazılıdır.
İslâmiyette imanın esas olması, amellerin, ibâdetlerin önemini azaltmaz. Çünkü amellerin yapılmasına sebep, imandır. Sebebin kuvvetli olması, neticeyi emniyet altına alır. İmanı kuvvetli olan bir Müslüman, amellere daha çok önem verir. Müslümanların her amele, her vazifeye de ayrı ayrı iman etmesi lâzım olduğu için, günah işleyenler, imanlarının sarsılacağını, hattâ gideceğini düşünerek titrerler. Hattâ bir günahı işlemeyen kimse bile, o günaha önem vermese, ne olurmuş dese, kâfir olur.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek