Hacı Ahmed Efendi
Kur'ân-ı kerimin ma'nâsını yalnız Muhammed "aleyhisselâm" anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Kur'ân-ı kerimi tefsir eden Odur. Doğru tefsir kitâbı da, Onun hadis-i şerifleridir. Din âlimlerimiz, uyumayarak, dinlenmeyerek, istirâhatlerini fedâ ederek, bu hadis-i şerifleri toplayıp, tefsir kitâblarını yazmışlardır. (Beydâvi) tefsiri bunların en kıymetlilerindendir. Bu tefsir kitâblarını da anlayabilmek için, otuz sene durmadan çalışıp, yirmi ana ilmi, iyi öğrenmek lâzımdır. Bu yirmi ana ilmin kolları, seksen ilmdir. Ana ilmlerden biri, (Tefsir) ilmidir. Bu ilmlerin ayrı ayrı âlimleri ve çok kitâbları vardır. Bugün kullanılan ba'zı Arabi kelimeler, fıkıh ilminde başka ma'nâya, tefsir ilminde ise dahâ başka ma'nâya gelmektedir. Hattâ aynı bir kelime, Kur'ân-ı kerimdeki yerine, aldığı edâtlara göre, başka ma'nâlar bildirmekdedir. Bu geniş ilmleri bilmeyenlerin, bugünkü Arabcaya göre, yapdıkları Kur'ân tercümeleri, Kur'ân-ı kerimin ma'nâsından bambaşka bir şey oluyor. Kur'ân-ı kerimin ma'nâsından, mezâyâsından, rumûzundan, işâretlerinden, herkes imânının kuvveti kadar, bir şey anlayabilir..."TEFSİR, NÛRUN ANAHTARIDIR"
Tefsir, anlatmakla, yazmakla olmaz. Tefsir, din büyüklerinin kalblerine doğan bir nûrdur. Tefsir kitâbları, bu nûrun anahtarıdır. Çekmeceyi anahtarla açınca, mücevherler meydâna çıkdığı gibi, o tefsirleri okumakla, kalbe bu nûr doğar. Seksen ilmi iyi bilenler, tefsirleri anlayıp, bizim gibi din câhillerine bildirmek için, çeşidli derecedeki insanlara göre, binlerle kitâb yazmışlardır. (Mevâkib), (Tibyân) ve (Ebülleys) gibi, Türkçe kıymetli tefsirler, bu kitâblardandır...