Hazreti Zeyneb (radıyallahü Anhâ)
"BABAN YALAN SÖYLEMEZ..."Ebû'l-Âs seferden dönüp Mekke'ye girince; Resûl-i Ekremin peygamber olduğunu duydu. Evine vardığında hanımı Zeyneb'e ilk olarak; "Baban Peygamber olmuş öyle mi?" diye sordu. O da; "Evet! Ben de Müslüman oldum. Ey benim sevgili efendim, sen de inanır mısın?" dedi. Ebû'l-Âs; "Vallahi baban Muhammedü'l-Emin'dir. O şaka bile olsa yalan söylemez. Ancak ben, 'karısını hoşnut etmek için atalarının dinini terk etti' dedirtmek istemiyorum" diye cevap verdi...
Resûl-i Ekrem Efendimiz Medine'ye hicret edince, Hazreti Zeyneb'in kocası onun Medine'ye gitmesine izin vermedi. Bedir Harbinde Ebû'l-Âs, müşrikler safında idi ve esir edildi. Esirler fidye karşılığı serbest bırakılacaktı. Ebû'l-Âs Mekke'de hanımı Zeyneb'e haber gönderdi. O da bir miktar para ile annesinin hediye ettiği gerdanlığı, kolyeyi gönderdi. Bunlar Ebû'l-Âs'ın fidyesi olarak Resûl-i Ekrem Efendimize takdim edildiğinde çok duygulandı. Mahzun oldu. Eshâbına; "Eğer uygun görürseniz bunu geri verelim. Bu Hadice'nin hatırasıdır" buyurdu. Ebû'l-Âs'a gerdanlık ve para geri verildi. Yalnız Mekke'ye vardığında Zeyneb'i Medine'ye göndermek üzere söz alındı. Zira yeni gelen bir vahiyle; "Müslüman hanım, müşrik erkeğe haram kılınmıştı." (Mümtehine Sûresi: 10) O da söz verdi ve sözünde durdu. Mekke'ye varınca çok sevdiği Zeyneb'ini Medine'ye uğurladı. Hazreti Zeyneb Medine'de huzur ve saâdete kavuştu...
O DA MÜSLÜMAN OLDU...
Ebû'l-Âs Hicretin 6. yılında ticaret kervanıyla Şam'dan dönerken Medine civarında Müslümanlar tarafından yakalandı. Fakat şehre gelince ellerinden kurtuldu ve Zeyneb'in yanına geldi. O da Resûl-i Ekrem Efendimize bildirdi. İki cihan güneşi Efendimiz Eshab-ı Kirama; "Uygun görürseniz, Ebû'l-Âs'ın bütün mallarını ve arkadaşlarını geri veriniz!" buyurdu. Bu hadise Ebû'l-Âs'a çok tesir etti. Oracıkta Müslüman oldu. Fakat Zeyneb'in sevinci kısa sürdü. Aradan bir sene geçmişti ki, hastalanıp yatağa düştü. 8. hicri senede 30 yaşlarında iken Hakk'ın rahmetine kavuştu.