Her Asırda Peygamber Geldi

Her Asırda Peygamber Geldi
Her asırda gönderilen Peygamberler, gönderildikleri asırda yaşayan insanların kâbiliyetlerine ve istidâtlarına göre gönderilir. Her asırda gelen insanların kâbiliyetlerinin farklı olmasından dolayı, dinleri de farklı oldu. Bu farklılık, dinlerin aslının bir din olmasına mâni değildir. Peygamberimiz "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" Peygamberliği bildirilince, Onun istidâdı bütün Peygamberlerin istidâtlarından dahâ mükemmel ve dahâ muazzam ve bütün âfetlerden sâlim oldu. Onun ümmetinin istidâtları da, diğer ümmetlere nisbetle dahâ mükemmel oldu.

Allahü teâlâ [Âl-i İmrân sûresi 85. âyetinde meâlen], (Muhammed aleyhisselâmın getirdiği İslâm dininden başka din istiyenlerin dinlerini, Allahü teâlâ sevmez ve kabûl etmez. Din-i islâma arka çeviren, âhırette ziyân edecek, Cehenneme girecekdir!) buyurdu.

[Âl-i İmrân sûresi 64. âyetinde meâlen], ((Resûlüm), de ki: Ey kitâb ehli (Hıristiyan ve Yahûdiler)! Bizimle sizin aranızda müsavi bir kelimeye gelin. Allahtan başkasına tapmayalım, Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım...) buyurdu. Yani, ey ehl-i Tevrât ve İncil, geliniz bir kelime ile azm; kabûl ve amel edelim. Bu husûs hakkında Tevrât, İncil ve Kur'ânda ihtilâf yokdur. Aramızdaki o kelime şudur: Allahtan başkasına tapmayalım ve Ona şerik tutmayalım. Zirâ tarik-ı tevhidden gayrısına tâbi olmak azgınlık ve dalâlete sebep olur.

Allahü teâlâ [En'âm sûresi 153. âyetinde meâlen] (... Başka yollara ve dinlere uyup gitmeyin ki, sizi Onun yolundan saptırıp parçalamasınlar...) buyurdu.

Peygamberimizin cümle Enbiyâya bağlı olması, bütün dinler Onun dininin tûfeylisi olması tabiidir. Allahü teâlâ hadis-i kudside (Sen olmasaydın mahlûkâtı yaratmazdım) ve [Duhâ sûresi 5. âyetinde meâlen] (İleride (kıyâmet günü), Rabbin sana (şefaat makâmını) verecek de hoşnut olacaksın) buyurdu.

Bu âyet-i kerimenin tefsirinde demişlerdir ki; (Cümle mahlûkât benim rızâmı isterler ve biz senin rızânı isteriz. Havas her ne kadar havas ise de senin makâmın yanında âmilerdir. Hâsdan da hâs olan sensin yâ Muhammed. Hakikat şudur ki, O hazretin mertebesinin kemâlini ve yüksekliğini hakkıyla kimse idrâk edemez.)

Merkebin Yükü Nedir Bir Sor Bakalım

Vehbi Tülek

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek