Her Azanın Farklı Şükrü Vardır
Sohbetlerinde buyurdu ki: "Sizden biri, bir eser yazacak olursa, daha çok mana bakımından doğruluğuna dikkat etsin." "Bugün ilim, onu vasıta yapıp karnını doyuranların eline geçti." "Sabır susmaktır. Susmak sabırdandır. Konuşan, susandan daha fazla vera sahibi olamaz. Şu var ki, âlim kişi bir yerde konuşur bir yerde susar." "Sabır güzeldir. Bu ise, insanlara şikâyette bulunmamaktır." "Emri mârûf ve nehy-i anil-münker yapmak, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmek için, eziyetlere sabretmek gerekir." "Azaları içinde yalnız dili ile şükreden kimsenin şükrü az olur. Çünkü gözün şükrü, bir hayır gördüğü zaman onu almak, eğer şer görürse onu örtmektir. Kulağın şükrü, bir hayır işittiği zaman onu ezberlemek, şer işitirse onu unutmaktır. Ellerin şükrü, onlarla hak olandan başkasını tutmamaktır. Medenin şükrü, ilim ve hilm ile dolu olmak; ayakların şükrü de, iyilikten başkasına gitmemektir. Kim böyle yaparsa hakikaten şükredenlerden olur." "Nafileler farzların terk edilmesine sebep olduğu zaman nafileleri terk ediniz. İyiyi iyi olarak kabul etmeyen, çirkini de çirkin olarak kabul etmez. İhtilaf ve ayrılıkla birlikte itilaf ve birleşme olmaz." "Biz nimetler yüzünden değil, nimetlere karşı az şükrettiğimizden bu hâle geldik. Nitekim biz amelimizin azlığından değil de amelde sıdk ve ihlasımızın olmayışından bu hâle geldik. Yine bizim uğradığımız musibetler, günahlarımızın çokluğundan değil, hayâmızın azlığındandır, istiğfarımızın azlığından değil, vefamızın azlığından ve süratle günahlara düşüşümüzdendir. Eğer biz derhâl günahlarımızın cezasını görmüş olsaydık bütün günahları bırakırdık."