Her Şeyi Sizin Için Yarattım

Her Şeyi Sizin Için Yarattım
Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, mümin kuluna gayret eder. Mümin de mümine gayret eder) buyuruldu. Allahü teâlâ, gayretinden dolayı, fuhşu haram etmiştir. Allahü teâlâ, (Ey Âdemoğulları! Sizi kendim için yarattım. Her şeyi de sizin için yarattım. Senin için yarattıklarım, seni, kendim için yaratılmış olduğundan men ve gâfil ve meşgul etmesin)buyurmuştur. Başka bir hadis-i kudside, (Seni kendim için yarattım. Başka şeylerle oyalanma! Rızkına kefilim, kendini üzme!) buyurmuştur.
Yûsüf aleyhisselâmın, (Sultânın yanında benim ismimi söyle!) demesi gayret-i ilâhiyeye dokunarak, senelerce zindanda kalmasına sebep oldu... İbrâhim aleyhisselâmın, oğlu İsmâil'in dünyaya gelmesine sevinmesi, gayret-i ilâhiyeye dokunarak, bunu kurban etmesi emrolundu. Allahü teâlânın çok sevdiklerine, bazı evliyâya böyle gayret etmesi çok vâki olmuştur. (Gayret), bir kimsede olan hakkına, onun başkasını ortak etmesini istememektir. Allahü teâlânın gayret etmesi, kulunun kötü, çirkin şey yapmasına razı olmamasıdır. Kulun kendi dilediğini yapması, günah işlemesi, Allahü teâlânın hakkına ortak olmak olur. Müminin, günah işlemekte, kendisine gayret etmesi lâzımdır. Bu da, günah işlerken heyecanlanması, kalbinin çarpıntısı, sıkılması ile olur.
Müminin kalbi, Allahü teâlânın evidir ve güzel huyların yeridir. Kalbinde kötü, çirkin düşüncelere yer vermek, çirkinleri güzellere ortak etmek olur. Kalbin buna razı olmaması, çırpınarak mani olması, gayret olur.
Ensârın reisi olan Sa'd bin Ubâde (radıyallahü anh), "Yâ Resûlallah! Zevcemi yabancı erkekle bir yatakta görsem, dört şâhit görmeden öldüremez miyim?" diye sorunca, (Evet, öldüremezsin) buyurdu. Sa'd buna cevaben, "dört şâhit lâzım ise de, buna tahammül edemem. Hemen öldürürüm", deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), (Reisinizin sözünü işitiniz! O çok gayûrdur. Ben ondan daha çok gayûrum. Allahü teâlâ, benden daha çok gayretlidir) buyurdu. Yani "böyle gayret olmaz. Ben ondan daha gayretli olduğum hâlde, İslâmiyetin dışına çıkmam. Allahü teâlâ, en çok gayretli olduğu hâlde, bu fuhşun cezâsını hemen vermez" demek istedi. Sa'd'ın haklı olan cezâyı vermekte acele etmesinin doğru olmadığına işaret buyurdu.

Ey Gençler! Fırsatı Ganimet Biliniz

Vehbi Tülek

Ehl-i Sünnet Îtikatını Öğrenmek Farz-ı Ayndır

Vehbi Tülek

Gâfil Olan Mahbûba, Allah’a Kavuşamaz

Vehbi Tülek

Namazını Vaktinde Kıl Ve Dilini Kötü Sözden Koru!

Vehbi Tülek

İnsan Dilini Tutabilirse Bütün Amelleri Iyi Olur

Vehbi Tülek