İbâdetlerin Faydası, Insanın Kendisinedir

İbâdetlerin Faydası, Insanın Kendisinedir
İnsanların çoğu, şüphe ve hayâl ile hareket ederek yanılıyorlar. Böyle bozuk düşünenlerden bir kısmı; "Allahü teâlânın bizim ibâdetlerimize ihtiyâcı yoktur, ibâdetlerimizin O'na hiç faydası yoktur, insanların ibâdet veya isyan etmeleri, O'nun büyüklüğü karşısında müsavidir, ibâdet yapanlar, boşuna sıkıntı zahmet çekiyorlar" diyor. Böyle düşünmek yanlıştır. İslâmiyeti bilmediği için, böyle söylemektedir, ibâdetlerin Allahü teâlâya faydası olduğunu ve bunun için emrolunduklarını zannetmektedir. Böyle zannetmek, çok yanlıştır. Olmayacak şeyi oluyor sanmaktır.
Her insanın yaptığı ibâdetin faydası, yalnız kendisinedir. Böyle olduğunu, Allahü teâlâ, Fâtır sûresinin onsekizinci âyetinde açıkça haber vermektedir. Böyle yanlış düşünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzemektedir. Bu hastaya tabip, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, 'perhiz yapmazsam tabibe hiç zararı olmaz' diyerek perhizi bozuyor. Tabibe zararı olmaz demesi, doğrudur. Fakat kendine zarar vermektedir. Tabip, kendine faydası olduğu için değil, onun hastalıktan kurtulması için, perhiz yapmasını tavsiye etmiştir. Tabibin tavsiyesine uyarsa, şifâ bulur. Uymazsa ölür gider. Tabibin bundan hiç zararı olmaz.
Bozuk düşünenlerden bir kısmı da, hiç ibâdet yapmaz. Haramlardan sakınmaz, yani İslâmiyete uymaz. "Allah kerimdir, rahimdir. Kullarına çok acır. Affı sonsuzdur. Kimseye azap etmez" der. Evet, ilk sözleri doğrudur. Fakat son sözü yanlıştır. Burada şeytan kendisini aldatmaktadır, isyana sürüklemektedir. Aklı olan kimse, şeytana aldanmaz. Allahü teâlâ, kerim, rahim olduğu gibi, azâbı da şiddetlidir. Can yakıcıdır. Bu dünyâda, çoklarını fakirlik ve sıkıntılar içinde yaşattığını görüyoruz. Nice kullarını, hiç çekinmeden azaplar içinde yaşatıyor. Çok kerim olduğu hâlde ve razzak olduğu hâlde, zirâat, çiftçilik sıkıntıları çekilmezse, bir lokma ekmek vermiyor. Herkesi yaşatan O olduğu hâlde, yemeyen, içmeyen insanı yaşatmıyor, İlaç kullanmayan hastaya şifâ vermiyor. Yaşamak, hasta olmamak ve mal sahibi olabilmek gibi, dünyâ nimetlerinin hepsi için sebepler yaratmış, sebebine yapışmayanlara hiç acımayıp, dünyâ nimetlerinden mahrum bırakmıştır.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek