İbn-i Neciyye

İbn-i Neciyye

Hasen-i Basri'ye "Yâ Ebâ Sa'id! Sen başkasından duymadığımız şeyler söylüyorsun. Bunları nereden öğrendin?" diye sorduklarında, "Huzeyfet-ül-Yemâni'den" dedi. Huzeyfe'ye de aynı şekilde, "Sahabenin hiçbirinden duymadıklarımızı senden dinliyoruz. Bunları nereden öğrendin?" diye sorduklarında Huzeyfe (radıyallahü anh), "Resûlullahtan öğrendim. Resûlullah bunları yalnız bana öğretti" diyerek şöyle devam ederdi: "Herkes, Resûlullahtan (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem), hayırdan ve en faziletli amelin hangisi olduğunu soruyorlardı. Ben ise, şerden, amellerin âfetinden ve amelleri bozan şeylerden soruyordum. Çünkü bilirim ki, fenâlığı bilmeyen, iyiliği de bilmez. Bunun için Resûl-i ekrem de bunları bana öğretti.

Hazreti Ömer, Huzeyfe'ye (radıyallahü anh) kendisinin durumunu sorunca, "Sende nifaktan eser yok" dedi.

Hazreti Ömer bir cenâzeye çağırıldığı zaman, eğer orada hazreti Huzeyfe varsa, o cenâzenin namazını kılardı. Yoksa orayı terk ederdi. Huzeyfe için, "sır sâhibi" derlerdi.

Kul, namaz ve orucun, kendisinden muaf tutulacağı bir dereceye ulaşamaz. (Böyle bir derece yoktur.) Peygamber efendimiz, Kur'ân-ı kerimin zâhir, açık manâsını bildirdi. Zâhir manâyı bırakıp, bâtın (iç, öz) manâ uydurmak küfürdür. Zındıklık olur. Günahları önemsememek, haramlara değer vermemek, dinin emirleriyle alay etmek de küfürdür. Allahü teâlâdan ümidini kesmek, yahut herhalde ondan emin olmak da küfürdür. Kâhinin, gaibden verdiği haber üzerine tasdik küfürdür. Sağ olanların ölülere duâsında, ölüler için faydalar vardır.

Allahü teâlâ duâları kabûl eder. İstenileni verir. Resûlullahın bildirdiği kıyâmet alâmetlerinden; Deccâl, Dâbbet-ül-ard, Ye'cûc ve Me'cûc, Îsâ aleyhisselâmın gökten inmesi, Güneş'in batıdan doğması ve benzeri şeylerden haber verdikleri haktır, olacaktır. Müctehid, ictihâdında doğruyu bulur veya bulamaz. İnsanlardan olan resûller, meleklerin resûllerinden üstündür. Meleklerin resûlleri, yani Peygamberleri, Müslümanların avamından üstündür. Müslümanların avamı ise, meleklerin avamından üstündür. Her şeyin doğrusunu Allahü teâlâ bilir...

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek