İbn-üş-şeyh Ebi Ömer

İbn-üş-şeyh Ebi Ömer

Îman, yâni Allahü teâlânın birliği akidesi, bütün semavi dinlerde başka başka olmayıp, hepsi, tevhid esası üzerine kurulmuştur. Dinlerin aralarındaki fark, sâdece ibâdet bilgilerindedir. Îsâ aleyhisselâm göğe çıkarıldıktan seksen sene geçinceye kadar, Allahü teâlânın varlığı ve birliği akidesinde, aslâ bir ihtilâf ve çekişme olmamıştır. Bütün havâriler ve onlara tâbi olanlar ve tebe'-i tâbileri, İncil'de açıkça bildirilmiş olan Allahü teâlânın birliği akidesi üzere yaşamış ve öylece de vefât etmişlerdir. İlk yazılan üç İncil'in hiçbirinde (teslis), yâni Hıristiyanlardaki "baba, oğul, ruh-ül kuds" üçlü inancına dâir tek bir harf dahi yoktu. Sonra Yuhannâ'ya nisbet edilen dördüncü İncil, Yunanca olarak ortaya çıktı. Bu İncil'de, Yunan felsefecilerinden Eflâtûn'un fikri olan üç (uknûm) [üç asl, esas varlık] ihtivâ eden ibâreler görüldü. O zaman, İskenderiyye mekteplerinde, Yunan filozoflarının Ravâkıyyûn ve işrâkıyyûn felsefeleri ve sözleri üzerine münâzara ve mücâdele devam ediyordu. Ravâkıyyûn: Milâddan üç asır önce Atina'da Yunan filozofu Zenon tarafından kurulan bir felsefe mesleğidir. İşrâkıyyûn: Pisagor tarafından kurulan felsefe mesleğidir. Eflâtûn taraftârı kimseler, Yuhannâ İncili'nin revaç bulmasını istediler. Ancak o zamana kadar, Îsâ aleyhisselâmın dininde hâşâ (Allah üçtür) diye bir söz işitilmediğinden, Îsâ aleyhisselâmın dinine inananlar, bunu kabûl etmeyip, şiddet ile reddettiler. Böylece, Îsâ aleyhisselâmın dinine inananlar, iki kısma ayrıldı. Aralarında pek çok münâzara ve muhârebeler oldu.

Hristiyanların takvimine göre, İsa aleyhisselamdan 325 sene sonra Birinci Kostantin zamanında, İznik'te toplanan ruhban cemiyeti, Îsâ aleyhisselâmın dininin esası olan tevhidi [Allahü teâlânın birliğini] terk ettiler. Eflâtûn taraftârı olan Büyük Kostantin'in baskısı ile üç uknûm fikrini, yâni "baba, oğul, ruhül-kuds" akidesini [inancını] kabûl ettiler. O günden sonra, teslis akidesi her tarafa yayılmaya başladı. Îsâ aleyhisselâmın dinine inanan hakiki müminler, dağılarak perişan oldular. Böylece, Eflâtûn'un felsefesi meydana çıkıp, Îsâ aleyhisselâmın dini terk olundu. Bu dine inanan hakiki müminler ise, gizlendiler. Az zaman sonra, bunlardan da hiç kimse kalmadı...

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek