Kabir Toprağını Başına Serpen Arabî

Kabir Toprağını Başına Serpen Arabî
Hâfız Ebû Sa'd Sem'âni, Hazreti Ali'den nakleder:
Resûlullahın vefâtından üç gün sonra, çölden bir Arabi geldi. Kendisini Kabr-i şeriflerine attı. Oradan toprak alıp başına serpti ve; "Yâ Resûlallah! Allahü teâlâ, sana salât ve selâm eylesin! Senin mübârek sözlerini dinledik. Bize Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğrettin. Sana nâzil olan âyet-i kerimelerden birisi de Nisa sûresi altmışdördüncü âyet-i kerimesidir. Allahü teâlâ bu âyet-i kerimede meâlen; (Onlar nefslerine zulmettikten sonra, gelirler, Allahü teâlâdan af dilerler, Resûlüm de onlar için istiğfar ederse, Allahü teâlâyı elbette tövbeleri kabûl edici ve merhamet edici olarak bulurlar) buyurmaktadır. Yâ Resûlallah! Ben nefsime zulmettim. Onun için sana geldim. Benim için Allahü teâlâdan af ve mağfiret dilemeni istiyorum" deyip, ağlayarak yalvardı... O sırada Kabr-i şeriften bir ses gelip; "Allahü teâlâ, seni af ve mağfiret buyurdu" denildi.
Muhammed bin Harb şöyle anlattı: Medine-i münevvereye gitmiş, Resûlullahın Kabr-i şeriflerine gelmiştim. Bu sırada devesi ile Kabr-i şerife gelen bir Arabi ile karşılaştım. Kabr-i şeriflerine yaklaşınca, devesini çökertip bağladı. Resûlullahın kabrinin yanına geldi. Güzel ve âdabına uygun bir şekilde yaklaştı, selâm verip hoş duâlar yaptı. Sonra; Yâ Resûlallah! Sana çok günahla geldim. Senden Rabbinin katında şefaatini diliyorum" dedi ve sonra şu manalı şiiri okudu:
"Ey buraya defnedilmiş olanların en hayırlısı ve defnolunduğu yeri, toprakları da güzelleştiren.../Sen, Sırat köprüsünü geçerken ayaklar kaydığı zaman şefaati umulansın.../Canım, senin içerisinde bulunduğun kabre feda olsun!/Afiflik de, cömertlik ve kerem de buradadır."
Bu şiiri okuduktan sonra, o zât bineğine binip gitti. Ben, o zâtın oradan mağfirete kavuşmuş olarak ayrıldığından asla şüphe etmedim."
O zâtın durumu, söylediği sözler, bana tesir edip, gözlerim doldu. Sonra rüyâmda Resûlullahı gördüm. Bana; "Ey Utbe! O Arabi'ye yetiş, Allahü teâlânın kendisini af ve mağfiret ettiğini bildirerek onu sevindir" buyurdu. Ben de Arabi'yi bulup, Resûlullahın emrini yerine getirdim."

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek

İnsanla Hayvan Arasını Ayıran Fark Edeptir!

Vehbi Tülek