Kanadıkırıkzâde Mustafa Efendi

Bir kimseden sebebsiz, zor ile haksız olarak alınan bir kuruşu, sâhibine geri vermek, yüzlerle lira sadaka vermekten, kat kat dahâ sevâbdır. Bir kimse, Peygamberlerin "alâ nebiyyinâ ve aleyhimüssalevâtü vesselâm" yaptığı ibâdetleri yapsa, fakat, üzerinde başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe, Cennete giremiyeceği bildirilmiştir...
"KURTULUŞ YOLU BUDUR!"
Hülâsa, zâhiri, yani bütün azâları ahkâm-ı şer'ıyyeyi yapmakla bezedikten sonra bâtına teveccüh etmeli, böylece, yapılan ameli gafletten uzak tutmalıdır. Kalbin imdâdı olmadan azânın ahkâm-ı islâmiyyeye yapışmakla bezenmesi çok güçtür. Âlimler, böyle olur, şöyle olmaz diye fetvâ verirler. Bunları yapmak ise, Allah adamlarının işidir. Kalbin temizlenmesine, nûrlanmasına çalışmak, her azânın, ahkâm-ı islâmiyyeye yapışmasına sebeb olur. Yalnız kalb ile uğraşıp, ahkâm-ı islâmiyyeye yapışmayan mülhiddir. Doğru yoldan sapıktır. Böyle kimselerin kalblerinde ve rûhlarında bir şeyler hâsıl olması, istidrâcdır. Yani, onları derece derece, yavaş yavaş Cehennemin derinliklerine indirirler. Kalbde ve rûhta hâsıl olan şeylerin doğru ve iyi olmasına alâmet, bütün azânın ahkâm-ı islâmiyyeye yapışmakla süslenmesidir. Doğru yol, kurtuluş yolu, işte budur!.."