KATEGORİ: 1001 Osmanlı Hikayesi

Kendi Re’yimizle İş Yapmayiz

Kanuni Sultan Süleyman Han, Mohaç savaşına başlamadan bir gün evvel, 28 Ağustos 1526 Pazartesi günü, Veziriazam İbrahim Paşa'yı yanına çağırarak:-Serhad beylerini buraya çağırın, onlarla müşavere edeceğiz, dedi.İbrahim Paşa huzurdan çıkar çıkmaz kumandanlara ve beylere haber gönderip padişa hın yanına çağırdı. Huzura ilk gelen Bosna Beylerbeyi Gazi Hüsrev Bey oldu. İbrahim Paşa, padişahın huzurunda Hüsrev Beye:-Serhad beylerisiniz. Saadetlû Padişahımız sizlerle müşavere ister. İşte Mohaç meydanı ve düşmandan eser yok. Tedbir nedir?Tecrübeli bir akınce beyi ve tok sözlü bir yiğit olan Hüsrev Bey padişaha dönerek:-Saadetlû Hünkârım, biz Serhadlerde müşavereyi, Serhaddin umur görmüş ihtiyarlarıyla yaparız. Kendi re'yimizle tek başımıza iş yapmayız. Ferma olunursa gidip kendi aramızda müşavere ettikten sonra gelip vaziyeti size arzedelim.

Vehbi Tülek

Pirizade Mehmed Bey’in Cevabi

Kanuni Sultan süleyman Han'ın Macaristan seferi sırasında Anadolu'da isyanlar çıktı. Bunların en mühimlerinden bir de Kalenderoğlu isyanı olup, Anadolu'nun bir çok şehirlerini ele geçirdiğini öğrenen Kanuni, Veziriazam İbrahim Paşa'yı isyanı bastırmak için Anadolu'ya gönderdi. İbrahim Paşa, uzun mücadeleler neticesinde isyanı bastırdıktan sonra bütün beyleri ve valileri huzuruna çağırdı. İlk olarak Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa'ya sert bir şekilde şöyle dedi:-Yarı çıplak, serseri, haneberduş takımının önünden nasıl kaçtınız?Behram Paşa bu suale korkusundan bir cevap veremedi. Veziriazam diğer beylere de sordu, fakat hepsi suçu birbirlerinin üzerine atıyorlardı. Veziriazam çok hiddetlendi. Artık cellada teslim edileceklerini anlayınca, vaziyeti kurtarmak için, içlerinden Adana Valisi ve eski veziriazamlardan Pirizade Mehmed bey, Veziriazam İbrahim Paşa'ya:-Eskiden dedelerimiz harbe girecekleri zaman Allahü Teâlâdan yardım diledikten sonra tecrübeli ihtiyarlarla müşavere etmek geleneğine uyarlardı. Biz ise ne onu yaptık, ne de bunu. Gurur ve kendimize olan aşırı güvenimiz, başımıza bu musibetleri getirdi. Cezamızı çekmek için işte kılıcım ve işte başım...deyince, Veziriazam , bu asil ve hakikat olan sözler karşısında susup hiçbir şey yapmadı. Eski veziriazamın bu konuşmasını haber alan Kanuni, Pirizade'yi çağırıp ona ihsanlarda bulundu.

Vehbi Tülek

Fatih Sultan Mehmed Han’in Papazlara Fermani

Fatih, Bosna'yı fethettiği zaman, Osmanlı kanunlarına göre bölge halkına dini serbestlik verdi. 1478 senesinde buradaki Latin papazlarına gönderdiği fermanda şöyle buyuruyor:"Nişan-ı Hümayunum sudur ki; Ben ki Sultan Mehmed Han'ım; üst ve alt tabakalardaki bütün ahali tarafından şu şekilde biline ki, bu fermanı taşıyan Bosna rahip lerine lütufta bulunup şu hususları buyurdum;Mevzubahis rahiplere ve kiliselere hiçkimse tarafından mani olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir. Bunlardan, gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gereksu kaçanlara emn-ü eman olsun ki, memleketimize gelip korkusuzca sakin olsunlar ve kiliselerde yerleş sinler, ne ben, ne vezirlerim, ne de halkım tarafından hiç kimse bunlara herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir. Kendilerine, canlarına, mallarına, kiliselerine ve dışarıdan memleketimize getire cekleri kimselere, yeri ve göğü yaratan Allah hakkı için, Peygamberi miz Muhammed Mustafa (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkı için, yedi mushaf hakkı için, yüz yirmi dört bin Peygamber hakkı için ve kuşandı ğım kılıç için en ağır yemin ile yemin ederim ki, yukarıda belirtilen hususlara mevzu olan rahipler, benim hizmetime ve benim emrime itaatkar olduğu müddetçe hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir."

Vehbi Tülek

Hepsi Osmanli Padişahinin Gölgesine Siğinmişlardir

Kanuni Sultan Süleyman Han, Mohaç savaşında Avusturya ve Macar müttefik ordusunu perişan ettikten sonra, Macaristan Krallığına, Osmanlılara yardımcı olan Macar asilzadelerin den Yanoş Zapolya'yı tayin ederek İstanbul'a dönmüştü. Fakat Avusturya Kralı Ferdiand, bu tayini tanımadı ve kendi adamlarından birinin, yine kendisine niyabeten Macar kralı tayin edil mesi için harekete geçti. Eğer kendi adamı kral yapılmaz ise, ordusuyla Macaristan'a girecekti. Bunun üzerine Yanoş Zapolya, Feron Laçki isimli bir elçiyi, durumu padişaha bildirmesi için İstanbul'a gönderdi. Elçi önce Veziriazam İbrahim Paşa ile görüştü. Veziriazam elçiyi pek hoş karşılamadı. Daha sonra İkinci Vezir Mustafa Paşa, elçiyi çağırarak:-Senin efendin, bizim Padişahımızın istirahat ettiği Budin köşküne oturmağa nasıl cür'et etmiştir? Padişahımızın istirahat ettiği, atının göründüğü her yer daima hükmümüz altında demektir. Sen, vergisiz olarak ve Padişahımızın kullarından biri tarafından geliyorsun. Bilmez misin ki, padişahımızın hükmü her yerdedir.

Vehbi Tülek

Kanuni Sultan Süleyman’in Fransa Kralina Mektubu

Alman İmparatoru Büyük Karl (Şarlken), 24 Şubat 1525 tarihinde Fransa'ya saldırdı ve yaptığı savaşta Fransa kralı François'i (Fransua) mağlup ederek, bütün Avrupa kıtasına hakim olduğunu ilan etti. Zira daha önceden de, İspanya krallığı ile Felemenk'i (yani, Belçika, Hollanda ve Lüxemburg) ele geçirmişti. Savaş sonunda Fransa kralı esir düştü. Bunun üzerine François'nın annesi, dünyanın en büyük hükümdarı olarak tanıdığı Kanuni'ye, Jean Franqipani ismindeki elçisiyle bir mektup gönderdi. "Padişahlar Padişahı" diye başlayan mektubunda şun ları yazıyordu:

Vehbi Tülek

Savaş İçin Planiniz Var Mi?

Barbaros Hayreddin Paşa Preveze'de, Alman İmparatoru Büyük Karl'ın (Şarlken) amirali Andrea Doria kumandasındaki haçlı donanmasını imha ettikten sonra, daha önceden Osmanlı Devleti himayesine sığınarak yardım isteyen ve Kanuni'nin Viyana seferi ile Alman İmparatoru nun esarerinden kurtularak tahtına tekrar oturan Fransa kralı François (Fransua), Osmanlı devletiyle yaptığı ittifaktan ve Barbaros'un kazandığı zaferden cesaret alarak, Almanlarla müttefik olan komşusu Savoie (Kuzeybatı İtalya'da) dükalığının eline geçmiş olan Nice şehri nin onlardan alınarak Fransa'ya geri verilmesi için Kanuni'den yardım istedi. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman Han Barbaros Hayreddin Paşa'yı çağırarak:-Akdeniz'e sefere çıkcaksın. Nice şehri ve civarındaki kaleleri fethedeksin! Emrini verdi.

Vehbi Tülek

Kanuni Adina Yemin Eden Çavuş

Kanuni Sultan Süleyman, Macaristan Kralına Yanoş Zapolya'nın tayin edildiğini bütün Avrupa'ya bildirmişti. Fakat Avusturya kralı Ferdinand bunu tanımıyor, kendisinin aynı zamanda Macaristanın da kralı olduğunu iddia ediyordu. Zapolya'nın ölümünde onbeş gün önce bir oğlu olmuştu. Ferdinand bunun gayrimeşru olduğunu, kendi çocuğu olmadığını ileri sürerek yeniden Macarisan tahtı üzerindeki hak iddia etmeye başladı. Kanuni, bu durumun ne derece doğru olduğunu araştırmak için Macaristan'a bir çavuşun gönderilmesini emretti. Çavuş, Budin'e gelince, Zapolya'nın karısı İzabella kucağında çocuğu ile onun yanına geldi ve:-İşte Zapolya'nın ve benim oğlumu Padişah'ın himayesine bırakıyorum...dedi.Bu sözler üzerine Çavuş:-Çocuğunuz şu andan itibaren Macaristan kralıdır ve Osmanlı himayesi altındadır. Bunun için Padişahımız Sultan Süleyman Han adına yemin ediyorum...dedikten sonra İstanbul' a döndü ve padişaha hadiseyi arzetti.

Vehbi Tülek

Kanuni’nin Merhameti

Ferdinand'dan sonra Avusturya kralı olan Maximillian ile Osmanlı himayesi altında olan, komşusu Erdel kralı Sigismund, sürekli birbirlerine saldırıp huzursuzluk çıkarıyorlardı. Oysa ki Erdel kralınının her hareketinde Osmanlı hükûmetine danışması ve müsaade edildiği kadar faaliyet göstermesi gerekiyordu. Avusturya kralı Erdel kralını, o da Avusturya kralını Kanuni'ye şikayet ettiler. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman Han, 72 yaşında olduğu halde sefere çıktı. Belgrad'a geldiklerinde, Zemun konağında Erdel Kralı Sigismund, padişahın huzuruna çıktı ve hemen önünde diz çöktü. Kanuni:-Ayağa kalk...dedi. Sigismund ayağa kalkıp:-Eski kul oğlu kulum. Ferman padişah hazretlerinindir, diye boyun büktü. Kanuni ona:-İyilik üstüne iyilik göreceksin. Asker ve cephane tedarikine çalış. Seferimizde bize katıl. Ne zaman bir ihtiyacın olursa bildir ki, çaresine bakalım...Sigismund böyle bir hareket karşısında şaşkına döndü. Çünkü padişahtan ağır bir ceza bekliyordu. Başını önüne eğip cevap veremeden huzurdan çıktı. Dışarı çıkınca adamlarına:-Padişahın muhabbeti beni sarhoş etti, konuşmaya takatim kalmadı...dedi.

Vehbi Tülek

Kanuni Sultan Süleyman’in Vesikalarla Konuşmasi

Kanuni Sultan Süleyman'ın Budin Beylerbeyliğine tayin ettiği Aslan Paşa, emir almadan, arada anlaşmalar olmasına rağmen Avusturya'ya ait Paloto kalesine hücum etti fakat mağlup oldu. Bu hareket üzerine Avusturya kralı Maximillian da Osmanlı toprağı olan Macaristan'a girdi ve Vesperm ile Tato kalelerini zaptedip, oralarda yaşayan yüzlerce Macar ve Türk ahaliyi katletti. Bu haber İstanbul'a ulaşınca Kanuni son derece üzüldü. Çok sevdiği Veziriazam Sokol lu Mehmed Paşa'yı çağırıp:-Budin Beylerbeyi ile ettiğiniz hünerler nice tedbir ve tedarikdir?

Vehbi Tülek

Kazliçeşme

Ordumuzun İstanbul önlerine dayandığı günlerdir. Henüz bahardır ama hava iyi sıcaktır. Yedikule önlerinde toplanan askerler kırbaların dibinde kalan son damlaları da yudumlar ve su sormaya başlarlar. Öyle ya bu çocuklar daha yıkanacak, paklanacak, abdest alacaklardır. Fatih bu sıkıntıyı nasıl halledeceğini düşünürken üzerinden yaban kazları geçmesin mi. Genç sultan, süvarilerden birine kuşları işaret eder. Delikanlı okuna davranır, elini sadağına atar. Fatih "Hayır, hayır!" diye fısıldar, "Onları takip et. Kim bilir, belki de bir göle uçuyorlar." Süvari bir hamlede atına çıkar, hayvanını topuklar. Artık kazlar nereye, o oraya. Kuşlar Atışalan taraflarında alçalır alçalır ve berrak sulu bir gölceğize konarlar. Delikanlı önce suyun tadına bakar, sonra matarasını doldurup ordugaha koşar. Doğrusu bu su beklenenden ziyade ve umulandan tatlıdır. Mimarlar, ustalar derhal işbaşı yapar, rütbeliler bile künk taşırlar. Çok değil 5-10 gün sonra lülelerden su akmaya başlar. Fatih bu mutluluğu paylaşmak ister, çeşme başına gelir. O sıra bir sanatkârın kitabeye "adını" kazıdığını görür. Ustaya döner "niye ama" der, "suyu bulan ben değilim ki?" Vezir araya girer ve usulünce sorar: "Peki bu çeşme kimin adı ile anılsın?"-Kazların!Öyle de olur. Çeşmenin adı "Kazlıçeşme" kalır.

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek

İnsanların Hep Iyi Taraflarını Gör, Günahlarını Araştırma!

Vehbi Tülek