Lâmiî Çelebi

Orta boylu, gâyet kemâl ve i'tidâl üzere idi. Yanına uzun boylu birisi gelse, ondan uzun görünürdü. Konuştuğu zamân mübârek dişleri arasından nûr saçılırdı. Mübârek yüzü ayın ondördünden dahâ parlaktı. Hazret-i Âişe "radıyallahü anhâ" bir gün evinde bir şey kaybetmişti. Aradı, karanlıkta bulamadı. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" eve teşrif edince, mübârek alnında parlayan nûr, odayı aydınlattı. Hazret-i Âişe kaybetdiği şeyi buldu.
Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" mübârek vücûdu çok temiz idi. Teri nezih ve kokusu çok güzeldi. Enes "radıyallahü anh" şöyle demiştir:
-Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" kokusu gibi hiçbir güzel koku görmedim. Mübârek kokusu ne miske, ne de anbere benzerdi. Resûlullah ile müsâfehâ eden kimsenin, o gün elinin güzel kokusu gitmezdi. Mübârek elini hangi çocuğun başına sürse, o çocuk diğer çocuklardan güzel kokusu ile fark edilirdi...
EN GÜZEL KOKU...
Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" bir gün hazret-i Enes'in evinde uyumuştu. Hava sıcak olduğundan terlemişti. Hazret-i Enes'in annesi, Resûlullahın inci gibi ter dânelerini bir şişeye topladı. Resûlullah bunu ne yapacaksın diye sordu. Bunları güzel kokulara karıştırıyorum. Hiçbir koku ondan dahâ güzel kokmuyor, dedi.
İmâm-ı Buhâri "rahmetullahi aleyh" (Târih-i Kebir) adlı eserinde şöyle yazmıştır: Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" bir yoldan geçse, ondan sonra, o yoldan geçenler, Resûlullahın oradan geçtiğini güzel kokusundan bilirlerdi.