Nizâ­meddîn Ev­liyâ Ve ­has Ta­le­be Ziy­âed­din

Nizâ­meddîn Ev­liyâ Ve ­has Ta­le­be Ziy­âed­din
­HALK İ­ÇİN­DE İN­Zİ­VA!..
­Hin­dis­tan Sultâ­nı Mu­i­zeddin Ba­la­ban'ın sal­ta­na­tı dö­ne­min­de, Sultân, Kı­yas­pur'a ya­kın bir yer­de sa­ray yap­tı­rı­yor­du. Sultâ­nın ko­mu­tan­la­rı, şehzâ­de­le­ri ve halk, Nizâ­meddin Ev­liyâ'nın dergâ­hı­nı çok sık ziyâ­ret e­di­yor­lar­dı. Bu du­rum Nizâ­meddin Ev­liyâ'nın ya­şa­yı­şın­da bi­raz ka­rı­şık­lı­ğa se­bep ol­du. Bu yüz­den, mü­ba­rek zat bu­ra­dan da ay­rıl­mak is­te­di. Tam Kı­yas­pur'dan ay­rı­la­ca­ğı sı­ra­da bir genç o­ra­ya ge­le­rek Fâ­risi o­lan şu söz­le­ri söy­le­di:
"... Bir kim­se­nin in­zivâ­ya çe­ki­lip, ken­di­si­ni Al­la­hü teâlâ­ya bağ­lı­lı­ğa a­da­ya­rak, dünyâ­dan ka­çıp kur­tul­ma­sı ko­lay­dır. Fa­kat a­sıl cesâ­ret ve mert­lik, ka­la­ba­lık hal­kın i­çin­de in­zivâ­ya çe­ki­lip, huzûr bul­mak­tır..."
­Bu söz­ler ü­ze­ri­ne, Nizâ­meddin Ev­liyâ son ne­fe­si­ne ka­dar Kı­yas­pur'da kal­dı. Son­ra bu­ra­nın is­mi Nizâ­meddin o­la­rak de­ğiş­ti­ril­di.
­Nizâ­meddin Ev­liyâ, Kı­yas­pur'a ilk gel­di­ği za­man, o­ra­sı kü­çük bir köy­dü. O ve i­ki ta­le­be­si, da­mı saz­la ör­tü­lü kü­çük bir ku­lü­be­de kal­dı­lar. Ta­le­be­le­ri, ho­ca­la­rı­na bir dergâh binâ et­me­yi tek­lif et­tik­le­ri za­man, o d­âimâ bir se­bep­le ge­ri çe­vir­di... Bir gün Amid­-ül-­mülk'ün veki­li Ziy­âeddin, Nizâ­meddin Ev­liyâ'dan bir dergâh yap­mak i­çin i­zin is­te­di. O da i­zin ver­me­di. Hâ­ce Ebû Bekr, Hâ­ce İkbâl ve Sey­yid Mu­ham­med Kirmâni'nin tav­si­ye­le­ri ü­ze­ri­ne, Ve­kil Ziy­âeddin bu ko­nu­da ısrâr e­din­ce, Nizâ­meddin Ev­liyâ; "Ya Ziy­âeddin, tek­li­fi­ni­zi kabûl et­mi­yo­rum. Zirâ dergâ­hın bu­ra­ya ya­pıl­ma­sın­da bir sır var­dır. Bu­ra­ya dergâ­hı kim inşâ e­der­se ö­le­cek­tir" de­di.

­HA­YA­TI­NI FE­DA ET­Tİ!..
­Bu söz bi­le, Ziy­âeddin'i tek­li­fin­den ge­ri dön­dü­re­me­di. Ba­şı­nı Nizâ­meddin Ev­liyâ'nın a­yak­la­rı­na ko­ya­rak; "E­fen­dim! Si­zin şe­ref ve i­tibâ­rı­nı­zı dü­şü­nü­yo­rum. Si­zin ra­hat ve i­yi du­rum­da ol­ma­nız, be­nim hayâ­tım­dan bi­le da­ha aziz­dir" de­di ve tek­li­fi­ni bü­yük bir gay­ret­le Nizâ­meddin Ev­liyâ'ya kabûl et­tir­di...
­Dergâ­hın inşâ­sı ta­mam­la­nıp bit­me­si­ne ya­kın, Ziy­âeddin hum­ma­ya tu­tul­du. O dergâ­ha bir ke­re gir­me­den vefât et­ti. Hayâ­tı­nı, sev­gi­li ho­ca­sı­nın ve ta­le­be­le­ri­nin ra­hat­lı­ğı i­çin fedâ e­den Ve­kil Ziy­âeddin rah­met­le a­nıl­dı...

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek