Ölülerin Ruhları Bazen Cesetlerine Gönderilir

Ölülerin Ruhları Bazen Cesetlerine Gönderilir

Ölülerin ruhları ara sıra yani Allahü teâlâ dileyince, mezarlarındaki cesetlerine gönderilirler. En çok cuma geceleri böyle olur. Birbirleri ile buluşurlar, konuşurlar. Cennetlik olanlar, nimetlere kavuşur. Azap görecekler, azap olunurlar. Ruhlar, İlliyyinde veya Siccinde iken, ceset olmaksızın da, nimetlenir ve azap çekerler. Kabirde ise, ruh ve ceset birlikte nimetlenir veya azaplanır. Bedenin esâretinden ve bağlılığından kurtulan ruhların kuvvetleri, nüfuzları, himmetleri, süratleri ve Allahü teâlâya ve madde âlemine taallukları, bedene bağlı olan ruhlar gibi elbet değildir. Ruhun kendisi yüksektir, temizdir, büyüktür, yüksek himmet sahibidir. Bedenden ayrıldıktan sonra, daha başka olur. Başka şeyler yapabilir.

İnsanlar öldükten sonra, ruhları, rüyada görülüp öyle şeyler yapmışlardır ki, diri, iken, bedene bağlı oldukları zaman bunları yaptıkları görülmemiştir. Bir kişi veya iki kişi veya birkaç kişinin, büyük bir orduyu mağlup etmesi çok görülmüştür. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekr ve Ömer (radıyallahü anhümâ), çok defa rüyada görülmüş ve ruhları, kâfir ve zalim askerleri dağıtmış, kaçırmıştır...

Bu yazdıklarımız, Nâzi'ât sûresinin 5. âyetinin tefsirinde, bazı müfessirlerin meselâ Beydâvi'nin; "Evliyânın ruhu bedenden ayrılınca, melekler âlemine gider. Oradan Cennet bahçelerinde dolaşır. Bedenine de bağlılığı kalıp, tesir eder" demelerine uygun olmaktadır.

Ebû Abdullah Şâmi, Rumlarla gazâya gitmişti. Düşmanı kovalıyorlardı. İki kişi askerden uzaklaştılar. Bu askerlerden birisi şöyle anlattı:

"Düşman kumandanına rastladık. Üzerine hücum ettik. Çok savaştık. Arkadaşım şehid oldu. Geri döndüm. Askerlerimizi aradım. Sonra kendi kendime dedim ki: 'Sana yazıklar olsun! Niçin geriliyorsun?..' Geri döndüm. Düşman kumandanına saldırdım. Kılıcım boşa gitti. O, bana saldırdı. Beni devirdi. Göğsümün üstüne oturdu. Beni öldürmek için eline bir şey aldı. Tam o sırada, şehid olmuş olan arkadaşım yerinden fırladı. Ensesinden saçlarını yakaladı. Üstümden çekti. Birlikte kâfiri öldürdük. Uzaktaki bir ağaca kadar birlikte konuşarak yürüdük. Orada ölü olarak yattı. Sonra gidip diğer arkadaşlarıma olanları haber verdim."

Merkebin Yükü Nedir Bir Sor Bakalım

Vehbi Tülek

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek