Onlar, Adâletleri Ile Örnek Oldular
Osman bin Affân'ın (radıyallahu anh) azâdlı kölelerinden biri şöyle anlatır:
"Bir yaz günü, Aliye denen yerde, Osman bin Affân'la (radıyallahu anh) beraber bir evdeydik. Uzaktan, iki deveyi çekip gelen birisini gördük. Hava çok sıcaktı. Hazreti Osman;
-Keşke onları ortalık serinleyince götürse idi, dedi. Yanımıza yaklaşınca, onun Hazreti Ömer olduğunu gördük. O zaman Hazreti Osman, kalkıp başını kapıdan dışarı çıkardı, tekrar içeri çekildi. Hararetin fazlalığından hâli değişti. Hazreti Ömer hizâlarına gelince, Hazreti Osman;
-Ey müiminlerin emiri bu saatte niçin dışarı çıktınız? dedi. Hazreti Ömer;
-Bunlar, zekât develeridir. Geride kalmışlardı, onları götürüyorum. Kaybolurlarsa, yarın huzûr-i ilâhide Allahü teâlâ, onları benden sorar, dedi. Bunun üzerine Hazreti Osman;
-Ey müminlerin emiri! Şurada gölgede biraz dinlenip su içseniz, biz onları götürürüz, dedi. Fakat Hazreti Ömer, dinlenmeden yoluna devam etti. Hazreti Ömer gidince, Osman (radıyallahu anh),
-Kuvvetli ve emin bir kimseye bakmak isteyen, Hazreti Ömer'e baksın, buyurdu."
Hazreti Ali buyurdu ki: "Resûlullahtan sonra bu ümmetin en hayırlısı, Ebû Bekir ile Ömer'dir."
Allahü teâlâ, Ebû Bekir ile Ömer'e (radıyallahu anhümâ), güzel ve yüksek bir hayat ve ömür nasip etmiştir. Gerek Resûlullahın hayâtında ve gerekse âhirete teşriflerinden sonra dine hizmette; Hicaz, Şam, Yemen, Irak, Horasan ve fethedilen diğer yerlerde İslâmın galip gelmesine onları vesile kılmıştır. Adâletleri ile örnek olduklarından, onların izinden gidenlerin sevaplarına da kavuşmaktadırlar. İnsanlar arasında örnek olan Hazreti Ebû Bekir ile Hazreti Ömer'in İslâmı yaşayışları ve adâletleri her tarafa yayılmış ve meşhûr olmuştur. Hattâ darb-ı mesel olmuş, "Âdil bir hayat (yaşayış) için Ömereyn'in sireti (gidişatı)" denilmiştir. Burada Ömereyn'den maksat, Hazreti Ebû Bekir ile Hazreti Ömer'dir. Anne baba için ebeveyn dendiği gibi, Ömer ismi teleffuzda hafif olduğu için Ömereyn denmiştir. Hazreti Ebû Bekir ile Ömer (radıyallahu anhüma), Resûlullahtan (sallallahü aleyhi ve sellem) sonra, onun sireti üzere yürümüşler, adâletli yolunu tutmuşlardı.