Rebî Bin Haysem
NAMAZ KILARKEN ATINI ÇALDILAR!Bir gün namaz kılarken, yirmi bin dirhem değerindeki atının çalındığını fark etti. Fakat ne namazı bozdu, ne de üzüldü. Yanında bulunanlar:
"Nasıl oldu bu iş, yazık oldu atına!" diye kendisini teselli ediyorlardı. O ise;
"Atın yularını çözerken çalan adamı fark ettim" dedi. Onların;
"O halde niçin mâni olmadınız?" demeleri üzerine;
"Atımdan daha sevimli olan bir şey ile, yâni namaz kılmakla meşguldüm. Onu kaçıramazdım" dedi. Adamlar hırsıza bedduâ etmeye başlayınca, Rebi hazretleri;
"Hayır, bedduâ etmeyin. Ben atımı ona hediye ettim. Sadakam olsun" dedi...
Rebi bin Haysem hazretleri, kimseyle münakaşa etmez, kimseye kötü söylemezdi. Bir gün kendisine biri kötü sözler söyleyince, ona şöyle buyurdu:
"Söylediklerini Allahü teâlâ duyuyor. Şâyet ben, Cennet ile aramdaki güçlükleri aşıp Cennet'e girersem, senin sözlerinin bana zararı yoktur. Sırat köprüsünden geçemezsem, anlarım ki; söylediklerinden de kötü bir insanım..."
Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:
"Bir âlim, nasıl olur da ilmine riyâ, gösteriş karıştırabilir? Çünkü o, Allah'ın rızâsı olmaksızın elde edilen ilmin, başından bozuk olduğunu bilir. O halde bozuk, bâtıl olan bir şeyle insanlara nasıl gösterişte bulunabilir?"
Kendisine; "Evliyânın alâmetleri nedir?" diye sordular. O; "Velilerde üç alâmet vardır: Birincisi, bir söz söylemek icâb etse, nasihat veren olur. İkincisi, mâlâyâni, boş şeylerle uğraşmaz ve fitne çıkaran olmaz. Üçüncüsü, Kur'ân-ı kerim okuduğunda dinleyenlerin kalpleri yumuşar" buyurdu.
"ÖLÜMDEN HAYIRLISI YOKTUR!"
Bir arkadaşına yazdığı mektupta buyurdu ki:
"Ey kardeşim! Kendine nasihat eden yine kendin ol!.. Bir noksanın olduğu zaman, kardeşlerinin seni uyarmalarını bekleme! Bu güzel haslet, artık kendisine vedâ edilen bir şey oldu. Vesselâm..."
"İnsanlar iki sınıftır: Bir kısmı mümindir. Ona eziyet etme! Bir kısmı da câhildir. Onu hiç karşına alma!"
Rebi bin Haysem hazretleri vefat etmeden önce buyurdu ki:
"İnsanın beklediklerinde, ölümden daha hayırlısı yoktur."