Şehitlerin De Şefaati Haktır

Şehitlerin De Şefaati Haktır
Peygamber efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem), Peygamberlerin (aleyhimüsselâm) sonuncusudur. Peygamberlerin bazısı bazısından üstündür. Peygamber efendimiz, bütün Peygamberlerden (aleyhimüsselâm) üstündür. Peygamberlik kapısı, Resûlullah efendimizin peygamber olarak gönderilmesinden sonra kapanmıştır. Ondan sonra peygamberlik iddiasında bulunanlar yalancıdırlar. Allahü teâlâ, Ahzâb sûresinin 40. âyet-i kerimesinde meâlen; "O (Muhammed) Allahın Resûlü ve Peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir" buyuruyor. Ancak, âhir zamanda kıyâmetin alâmetlerinden olarak İsâ aleyhisselâm, semâdan yeryüzüne iner. İnsanları Resûlullah efendimizin dinine davet eder. Bu ümmetin en üstünü Ebû Bekr-i Sıddik'dır (radıyallahü anh). Sonra Ömer bin Hattâb, sonra Osman bin Affân sonra Ali bin Ebi Tâlib'dir (radıyallahü anhüm). Sonra Aşere-i mübeşşerenin tamâmı, sonra Eshâb-ı kiramdır. Sonra Tâbiin, sonra Tebe-i tabiin efendilerimizdir. Sonra Selef-i sâlihin'in âlimleri, sonra da onların yolunda giden âlimlerdir.
Kıyâmet günü, Resûlullah efendimizin ümmetinin günâhkârlarına şefaat etmesi haktır. Allahü teâlâ, İsrâ sûresinin yetmişdokuzuncu âyet-i kerimesinde meâlen; "(Ey Resûlüm!) sana mahsus fazla bir namaz olarak, gece uykudan kalk da, Kur'ân ile teheccüd (gece namazı) kıl. Rabbinin, seni bir Makâm-ı Mahmûd'a göndermesi yakındır" buyuruyor. Tefsir âlimleri, "Makâm-ı Mahmûd"u şefaat makamı diye tefsir etmişlerdir.
Yine, diğer Peygamberlerin (aleyhimüsselâm), âlimlerin, Sıddikların, şehitlerin de şefaati haktır. Resûlullah efendimiz bir hadis-i şerifte; "Ümmetimin âlimlerinin şefaati, İsrâiloğullarının peygamberlerinin şefaati gibidir" buyuruyor.
Allahü teâlânın veli kulu, Peygamberden (aleyhimüsselam) üstün olamaz. Hattâ bir nebi, bütün evliyâdan daha üstündür. Bir velinin derecesi ne kadar yüksek olursa olsun, ondan ibâdet mükellefiyeti asla düşmez. Hakikat mertebesine ulaşan veliden, ibâdet ve dinin emirlerini yerine getirme mükellefiyetinin düştüğünü iddia eden kimse ehli dalâlettir ve doğru yoldan çıkmıştır.

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek