Seyyid Emir Burhân
"Bir üstâd, çırağını yetiştirerek kemâl derecesine ulaştırsa, ister ki, kendi eserini çırağında görsün ve çalışmalarının neticesinde onun yetişmiş olduğuna şâhid olsun. Şâyet bir yanlışlık görürse, düzeltsin. İşte oğlum Burhân, şimdiye kadar tasavvufta eğitilmedi. Onun yetiştirilmesi işini üzerinize alın da, eserinizi görüp, itminân elde ettiğinize dâir bana güven gelsin."
Behâeddin Buhâri hocasının bu emri üzerine Emir Burhân'ın bâtınına teveccüh edip, murâkabeye daldı. Fakat hocasının huzûrunda edebe riâyet ederek, tasarrufunu kesik kesik devâm ettirerek, arada bir durakladı. Seyyid Emir Külâl hazretleri; "Ara vermeden tasarruf etmeye devâm et" buyurdu. Bunun üzerine aralıksız tasarrufa devâm etti. Emir Burhân, birdenbire değişip, tasavvuf hallerine daldı. Bundan sonra yolu açılıp, tasavvufta yükseldi.
Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
"Gerçekten din kardeşi olan kimsenin güzel ahlâka ve beğenilen hasletlere sâhib olması gerekir. Yaşlılara hürmet, gençlere nasihat, çocuklara şefkat, zayıflara merhamet, fakirlere cömertlik, âlimlere hürmet eder. Zâlimlere düşmanlık, facirleri tahkir eder. İnsanlara iyilik eder ve mertlik gösterir ve onlarla sulh içinde yaşar, iyi geçinir. Allahü teâlâya yalvarır, nefsine karşı savaş açar, onun boş isteklerine muhâlefet eder. Şeytanla mücâdele eder. İnsanlardan gelen sıkıntılara tahammül eder. Düşmanlık edenlere yumuşak davranır. Musibetler karşısında sabırlı olur. Kendi ayıplarına bakıp başkalarının ayıpları üzerinde durmaz. İnsanlara musibete uğradıklarında ve gamlı hallerinde yardımcı olur. Cemâate devâm eder. Emri altında bulunanlara nasihat eder. Dâimâ âhireti düşünür. Hallerine ve sözlerine dikkat eder. Kıyâmet gününde rüsvâ, rezil olmaktan korkar. Allahü teâlânın fazlından ve ihsânından ümit kesmez."