Süleymân Paşaya Son Ziyaret!..

Süleymân Paşaya Son Ziyaret!..
Ahmed Nahlâvi, fıkıh ilmini Şeyh Ahmed Düsûki'den okudu. Şam'da Nûriyye ve Hâtuniyye medreselerine devâm etti. Daha sonra tasavvufa karşı istek hasıl oldu ve evliyânın büyüklerinden Şeyh Halil ile karşılaştı. Bundan sonra, o zâtın talebesi oldu ve yüksek derecelere yükseldi. Üstünlüğü her tarafa yayıldı. Etrafta onun yüksekliği konuşulur oldu.
Ahmed Nahlâvi'nin Sâlihiyye, Meydân ve Bâb-ı Tûmâ mahallelerinde oturan üç talebesi bir gün bir araya gelmişlerdi. Onlardan birisi, neşe ve sürûr ile ve diğerlerine güzel bir haber vermek için; "Elhamdülillah dün akşam hocamız bize teşrif etti ve bizde kaldı" dedi. Talebelerin ikincisi dedi ki: "Hayır. Hocamız dün akşam benim yanımdaydı." Bunları hayretle dinleyen üçüncü talebe; "Sizin ikinizin söylediği de doğru değil. Çünkü dün akşam hocamız benim yanımdaydı" dedi. Bundan sonra her üçü de yemin ederek kendi sözlerinin doğru olduğunu iddiâ etti. Bunun üzerine talebelerin hepsi, bu hâlin hocalarının bir kerâmeti olduğunu, evliyânın, Allahü teâlânın izni ile bir anda çeşitli yerlerde görülebileceğini, buna benzer menkıbelerin başka büyük zâtlardan da nakledildiğini, hepsinin söylediklerinin doğru olduğunu anladılar.

VEZİR, İKRAMLARDA BULUNUR...
Vezir Süleymân Paşa, Ahmed Nahlâvi'nin bulunduğu yere vazifeli gelmişti. Bunu haber alan Nahlâvi, talebeleri ile birlikte vezirin ziyâretine gitti. Vezir, onların kendisini ziyârete geldiklerini duyunca, çok memnun oldu ve bizzat kendisi karşıladı. Çok ikrâmda bulundu. Bir müddet oturup sohbet ettikten sonra vezir burada işinin bittiğini bildirerek ayrılmak için Nahlâvi'den izin istedi. O da, nereye gideceğini sordu. Vezir, sultânın fermânı olduğunu, emredilen yere gideceğini ve bâzı işlerinin bulunduğunu söyleyince, Ahmed Nahlâvi vezire;
"...Hiç kimse yarın ne kazanacağını (başına ne geleceğini) bilmez. Hiç kimse hangi yerde öleceğini de bilmez..." (Lokman sûresi:34) meâlindeki âyet-i kerimeyi okudu. Nahlâvi hazretleri ve talebeleri dergâha döndükten on beş gün sonra vezirin vefât ettiği ve Şam'da Bâb-üs-sagir denilen yerde defnedildiği haberi geldi...

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek