"vah Hârûn Reşîd... Vah...

"vah Hârûn Reşîd... Vah...
"BEN BİR ŞEY YAPMADIM!"
Behlûl-i Dânâ hazretleri, Hârûn Reşid'e nasihat verirdi. Herkese ders olacak hikmetli sözleri çok meşhûrdur...
Bir gün halka doğru yolu göstermek için söylediği sözlerden rahatsız olanlar, Hârûn Reşid'e gidip; "Sultanım, bizim yaptıklarımızın ona ne zararı var? Bizi kendi hâlimize bıraksın. Sonra her koyun kendi bacağından asılır" gibi sözlerle şikâyet ettiler...
Bunun üzerine Hârûn Reşid, Behlül Dânâ'yı çağırtıp, halkın isteğini bildirdi. Behlül Dânâ hiç sesini çıkarmadan sarayı terk etti. Birkaç koyun alıp kesti, bacaklarından mahallenin köşe başlarına astı... Aradan günler geçtikçe, asılan hayvanlar kokuyordu. Kokudan rahatsız olan aynı kişiler Hârûn Reşid'e gidip, durumu anlattılar. Behlül Dânâ'yı çağırtıp, sorduğunda;
-Bir kötünün herkese zararı olduğunu herhalde anladılar. Ben bir şey yapmadım, her koyunun kendi bacağından asıldığını onlara gösterdim, diye cevap verdi...
Behlûl-i Dânâ bir gün Hârûn Reşid'in taht odasını boş buldu ve çıkıp tahta oturuverdi. Bunu gören askerler onu kamçı ile dövmeye başladılar. Askerler vurdukça o; "Vah Hârûn Reşid... Vah Hârûn Reşid!.." diye dövünüyordu. O esnâda halife geldi ve manzara karşısında donup kaldı. Askerleri uzaklaştırdıktan sonra;
-Ey Behlül! Bu ne hâl? diye sordu. Behlûl-i Dânâ;
-Senin için ağlıyorum. Burada tahtı boş bulup bir an oturdum. Bu kadar kırbaç yedim. Sen ise senelerdir bu tahtın üzerinde oturuyorsun. Hâlin ne olur diye düşündüm...

"HIRSIZIN MEZARLIKTA İŞİ NE?"
Bir gün Behlül-i Dânâ'nın evine hırsız girmiş, evde ne bulduysa götürmüştü. Doğruca kalkıp kabristâna gitti ve kapısına oturdu. Bunu görenler;
-Niçin hırsızın peşinden gitmedin de buraya geldin? dediler. Onlara;
-Yolunu şaşırmış o adamcağızı burada bekliyorum, diye cevap verdi.
Bu söze oradakiler kahkaha ile güldüler ve;
-Hay Allah iyiliğini versin, o adamın burada işi ne? dediler.
Bunun üzerine Behlül hazretleri;
-Siz hiç merak etmeyin o mutlakâ bu kapıya gelecek. Ecel onu buraya getirecektir, buyurdu.
Bu sözler, hırsızın kulağına kadar gitti. Bunları duyan adam kabristana gitti ve Behlül-i Dânâ'nın huzurunda tevbe etti, kısa bir zaman sonra vefat etti...

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek

İnsanla Hayvan Arasını Ayıran Fark Edeptir!

Vehbi Tülek