Zeyrek Muhammed Efendi

Zeyrek Muhammed Efendi
VAKİTLERİNİ İYİ DEĞERLENDİRİRDİ
Aldığı günlük ücretin yirmi akçesini, kendi ihtiyâçlarına ayırır, geri kalanını hocası Hacı Bayram-ı Veli hazretlerinin tekkesindeki talebelerine gönderirdi. Medresede, talebelerine ders okuttuktan sonra, kalan vakitlerini ibâdetle ve Kur'ân-ı kerim okumakla geçirirdi.
Talebelerine buyururdu ki:
"Ey oğlum! Şunu bil ki, eski sâlih kişiler açlık yoluyla dillerine hâkim olurlardı. Şimdi evliyâ olan fakirlerin elinde ve yolunda yetişmeyen kimseler, bu yolu da bir çıkmaza soktular. Ey evlâdım! Bu yolu ehlinden öğrenmelisin."
"Beni kınayan bir kimse, benim tattığım zevki ve aşkı tatmış olsaydı, benimle birlikte âşık olurdu. Ne yazık ki, benim tattığımı tatmamıştır."

EY İNSAN DİLİNİ TUT!
"Ey insan! Dilini tut ve ona kement vur. Seni sokmasın. Çünkü o bir yılandır. Kabir, kendi dillerinin kurbanlarıyla doludur. Bu kurbanlar öyle kimselerdi ki, babayiğitler bile kendileriyle karşılaşmaktan çekinirlerdi."
Fâtih Sultan Mehmed Hân'ın huzûrunda, Molla Hüsrev'in hakemliği altında, Bursalı âlimlerden Hocazâde ile bir hafta süren ilmi münâzaradan sonra Bursa'ya gidip Muradiye'ye yerleşti. Ömrünün sonuna kadar Bursa'da kaldı. 912 (m. 1506) târihinde Bursa'da vefât etti. Kabri, Pınarbaşı mevkiindeki dergâhın yanındadır.

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek